Sıkıntısız başını… – Şansal Büyüka (Milliyet)
Kaygısız başını kaygıya sokmak bu olmalı… Fenerbahçe 3-1 öndeyken maçı 5-1’e, hatta 6-1’e getirecek o denli akıl almaz fırsatlar kaçırdı ki… O oyun döndü 3-2’ye geldi, Göztepe bu golle dirildi, gerisi Fenerbahçeli için tam bir azap…- Fenerbahçe fişi çekemiyor. Karagümrük maçında bu türlü oldu. Göztepe maçında bu türlü oldu. Yakaladın mı atacaksın, futbolun latifesi yok.
– Nazım Sangare’nin bilhassa son kısımda savunmada bir-iki kıymetli kusur yaptığına bakmayın. Yeterli futbolcu, Fenerbahçe’de iş yapar. Solda Caner kusursuz oynuyor. Novak aklıma geldikçe, onun ismine üzülüyorum.- Sosa tek sözle eksiksiz paslar attı. Samatta’nın karşı karşıya kaldığı durumda kaleci İrfan Can’ın üstüne vurduğu topta, Sosa’nın o kusursuz pası için üzüldüm.- Valencia ön kenarda oynayacak özelliklere sahip değil… Topla oynamayı seviyor, öne oynamıyor, savunmaya da kâfi katkısı yok.
– PAOK forması ile Beşiktaş’ı perişan eden Pelkas, bilhassa birinci yarıda harikulade bir acemilik çekti. İkinci yarıda bir golü ve kaleyi yoklayan vuruşlarıyla “Merak etmeyin, Ben daha fazlasıyım” bildirisini gönderdi.- İki ulusal maçın en iyilerinden biri olan Ozan Tufan, bu maçın da en iyilerinden biriydi. Üç golden ikisine direkt katkı sağladı. Daha önde oynaması kendisi ve ekibi için iyi…- Samatta’nın daha fazla topla buluşması lazım… Uygun vuruyor, ancak vurmak için topla buluşması gerekiyor. Bu buluşma önemli manada eksik…
– Fenerbahçe’de sonradan oyuna giren Sinan, Ferdi, Mert Hakan ve Cisse “sıfır” çektiler. Gruba ve oyuna en ufak katkıları olmadı. Daha yeni girmişsiniz, herkesten ağır, herkesten yorgun görünüyorsunuz, bu nasıl oluyor?- Hele Cisse… Haydi boş kaleye bir topu atamadın… Karşı karşıya kaldığın durumda, vuracağına yanındaki Sinan’a topu versen, Sinan boş kaleye vuracak. Bu durumda Fenerbahçe’yi değil, kendini düşündün, yanlış…- Göztepe’de Alpaslan’ın yokluğu büyük kayıp… Serdar Aziz golünde 1.90’lık Atınç Nukan o hava topunu nasıl ıskaladı, inanamadım.
-Kaleci İrfan Can çok iyi oynadı. Saçlara cila çekmeyi, boya atmayı bırakmış, kalesine dönmüş. Buna sevindim…-Hakem Atilla Karaoğlan’ın iki penaltı kararı dahil, kritik her kararı büyük tartışmaya açık… Berbat maç yönetti.- Fenerbahçe taraftarının bilhassa 3-2’den sonra çektiği “işkence”ye karşın Fenerbahçe’de ışık ve umut var. Bu görünüyor. Kâfi ki dün olduğu üzere ateşle oynamasın.
F.Bahçe artık “Hobi Bahçesi” değil! – Ercan İnanç (Milliyet)
Üstüne koya koya giden Fenerbahçe İzmir’de gösterdi ki, Fenerbahçe artık ne “hobi bahçesi” ne de “fobi”!Rakibin gölgesine saklanan kimse yok ekipte.Hata yapınca her şeyin sonu gelmiş olmuyor.Henüz son gaz değil lakin her hafta ivme kazanıyor.Tabi, özel bir dönem Fenerbahçe için.İddialı dönem.Başkan da hoca da transfer döneminde Fenerbahçe’ye yakıştırılan “şampiyon” lafından rahatsız ama… Dönem prestijiyle Misak-ı Ulusal sonlarındaki en iyi forvetler, en iyi orta alanlar ve topu geriden getirip forvetin ağzına atacak adamlar varken ne diyeceğiz; “Fenerbahçe küme düşmez” mi?
Fenerbahçe alana çıktığında cezalı Lemos yerine Tisserand vardı. Çok kritik atılımlar yaptı. Yanında da Serdar Aziz ki, bir penaltıya(!) sebep olup bir golle kendini affettirdi. Tapi yani! Lemos onu da yapamamıştı.Sağ bekte Trabzon maçına balistik füze üzere itinayla saklanan Gökhan yerine Nazım Sangare birinci sefer forma giydi. Gökhan ile tıpkı kefeye konmayacak futbolcu fakat çalıştı adam. Gökhan’ı aratmadı. Niyeti de iyi ciğeri de.Hoca sol kanatta Thiam ile Ferdi Kadıoğlu ortasında (hatta Mert Hakan’ı bile denemiş Erol Bulut) kimi tercih edecek derken ulusal ekipten yeni dönen Pelkas birinci defa yer aldı. Ondan çizgiye inmesi beklense de o gol atmayı tercih etti ikinci yarı. Fevkalade başlangıç… Tabi Ozan’ın “al da at” asistini unutmamalı.
Aslında Fenerbahçe’nin en verimli adamlarının başında Ozan Tufan vardı. Hele tek top oynayıp topla oyalanmadığı vakit.Sağ kanattaki Valencia, aslında topu aldığında yanındaki adama metreler bindiren adam… Rakip aut çizgisine basacak futbolcu diye umuldu; lakin ikinci santrafor üzere dolanmak zorunda kaldı göbekte.Gelelim maça…Tabelaya bakarsanız birinci yarı bol gollü!.. Ancak iki penaltı bir kornerden goller. Tamamı duran top. Ve düdük dikkatli çalınsa tamamı olmayabilirdi aslında! Demek ki, kanat beklerini oyuna sokup önde çoğalmaya çalışan Fenerbahçe’nin emekleri de boşuna, topu rakibe verip gerisindeki boş alanlara Halil ile Tripic’i kaçırmaya çalışan Göztepe’nin planları da.
Golle sonuçlanan hakem kararları enteresan:Fenerbahçe’nin penaltısı öncesi Göztepe lehine faul vardı ki, topun taca çıkması ve penaltı olması mümkün değildi hakem dikkat etse.Göztepe’nin kazandığı penaltıya gelince… Rakibin önüne yatan Serdar Aziz’in teması bile yok; VAR hakemi niçin çağırmıyor güya?Ve birinci yarının Fenerbahçe’yi öne geçiren üçüncü golü… Korner’den lakin durum korner değil.İkinci yarı apayrı bir biçim aldı maç. Göztepe eskisi üzere kalıp topu rakibe bırakınca “doğaçlama” oynayan ve yeteneklerine güvenen Fenerbahçe Pelkas ile 3-1 öne geçti. Lakin son yarım saat Göztepe değişti. Topu rakibe bırakmaktan falan vazgeçti, Guilherme atıverdi ikinci golü. Birinci dört hafta savunan gruplara karşı oynayan Fenerbahçe, atak eden ekip karşısında afallıyor hala.
Evvel Ferdi, sonra Cisse ve Sinan Gümüş değişikliği Fenerbahçe forvetini büsbütün değiştirdi. Lakin Göztepe değil kaleci İrfan Can direndi Fenerbahçe’ye.Yanlış anlaşılmasın. Göztepe de taş üzere kadro ve onu durduran da Fenerbahçe kalecisi Altay’dı birden fazla vakit. Beş gol var maçta ve kaleciler kusursuz. Bilhassa ikinci yarının ne kadar tempolu ve keyifli olduğu buradan aşikâr.Hiç yenilmeyen Göztepe’yi alanında yenmek gelecek haftaki Trabzonspor maçı öncesi bir vites yükseltmek manasına geliyor Fenerbahçe için.O maçı da kazanırsa ne ala…Ondan sonra Fenerbahçe gündemi meşgul edecekse, bahis kazanacağı mı kaybedeceği mi değil, yıldız kalabalığından kimin forma giyeceği olur artık.
Gereksiz risk aldı – Mehmet Demirkol (Fanatik)
Erol Bulut asgarî risk prensibiyle stoperlerinin önüne oyunu açmak için Gustavo-Sosa ikilisini koymuştu. İki savunma kanadını oyuna soktu ancak ön alan baskısı yapmadı. 2. bölgede kapılacaklar ve duran topları kovaladı. Birinci yarıda hiç risk almadı. Birinci yarıda kusurlu verilen ancak tıpkı vakitte Serdar’ın yanılgısından da kaynaklanan penaltı dışında hiç açık vermeden oyunu önde kapattılar. İkinci yarı başında Sangare’nin Sosa’yla ve Ozan’la kurduğu üçgenlerle konum ve gol buldular. Sonra garip bir şey oldu. 0-0’da hiç risk almayan Fenerbahçe 3-1’ken, 61. dakikada Ideye’den inanılmaz bir kontra yedi. 4 dakika üst üste top kayıpları sonunda da golü yediler. 9 kişilik Hatayspor karşısında bile almadıkları riski aldılar. Bilhassa Samatta, Cisse ve Pelkas’la girdikleri konumları değerlendiremeyince Göztepe dengeyi sağlayacak imkanı da buldu.
Pekala bu neden oldu? 2 seçenek var:-Takım biz hücumcuyuz isyanına kapıldı.-Milli maç yorgunluğu taktik sadakati kırdıGecenin sorusu: Serdar, ayakta kalmayı öğrenebilecek mi? Hakem ve VAR’ın kararı kusurlu. Penaltı yanlış. Lakin hiç gerek yokken kendini yere atmak, kaymak neye yarıyor? İki başka konumdaki elle oynama tartışmalarına da bu huy neden oldu.
Maçın starı: Pelkas şayet kaçırdıklarını atabilse bu unvanı tek başına alırdı. Kaleci İrfan Can 5 hoş kurtarış yaptı ancak 3 gol de yedi. Münasebetiyle maçın yıldızı Ozan Tufan.Maçın hadisesi: Erol hocaya şunu sordum: Ozan, Fenerbahçe forması dışında daima üst seviye istikrarlı bir oyun tutturuyor. Neden? Net bir formda 10 numarayı oynayabileceğini söyledi, “Ancak tek bir kural var, yalnızca kendi rolünü oynayacak” dedi. Dün sanırım bu inancın ve kolay düşünmenin karşılığıydı. Kısa bildiri: Cisse’nin kaçırdığı 2 gol geçen yıl Alanyaspor’u takip etmeyenler için sürpriz olabilir. Gol hükümdarı adayının bu türlü çok maçı olduğunu izleyenler biliyor.
“Ozan Tabakası” – Ali Ece (Fanatik)
Yalnızca atılan gol sayısıyla değil hakemler hariç her şeyiyle çok iyi bir maç izledik. İki yetenekli Türk kaleci İrfan Can ve Altay yerine sıradan kaleciler olsaydı en az 5 gol daha olabilirdi! Fenerbahçe’de Samatta tepe performansında değildi ancak yerine giren Cisse uzun mühlet alanlardan başka kaldığı için ortalama bir gününde bile rahatça gole çevirebileceği durumlarda “paslanmış vuruşlar” yaptı. Fenerbahçe kanat bekleri Nazım ve bilhassa Caner’den ofansif açıdan birinci yarıda büyük randıman aldı. Lakin oyunun defansif boyutunda birebirini bilhassa Nazım için söyleyemeyiz. Caner’in zati en makûs gününde de hamlesi iyi, en iyi gününde de savunması en güçlü tarafı değil! Caner’in uzak ortaları, kornerleri ise bu ligde her vakit çilingir niteliğinde. Ozan’ın performansı tekrar etkileyiciydi, Sosa ve Gustavo üzere iki ustayla oynarken nasıl optimum düzeye çıkabildiği maçın yıldızı kutumuzda!
Gecenin sorusu: Serdar Aziz’e hakemler negatif ayrımcılık mı yapıyorlar yoksa hangi formayla olursa olsun daima ona mı denk geliyor? O nasıl penaltı, öbür durumun neresi el? Maçın starı: Ozon katmanı dünyamızı nasıl koruyor ve daima yarar sağlıyor o misal Ozan Tufan da Fenerbahçe için artık bir nevi “Ozan Tabakası”… Kısaca Ozan, Fenerbahçe lehine ne gerekiyorsa yapıyor!
Maçın hadisesi: Şu ana kadar Harika Lig’de oynanan kalitesi en yüksek maçtı. Hakemlerin oyunun yüksek temposunun ve kalite düzeyinin gerisinde kalması hariç tarafsız gözle izlenebilecek çok iyi bir maçtıKısa bildiri: Perotti’nin ne vakit ekibe gireceği ve nereye monte edileceği Fenerbahçe ataklarını daha da çeşitlendirip zenginleştirebilir. Alışılmış öncelikle Cisse’nin de açıklarını kapatması gerek.
Güçlü takım yoksul futbol – Faik Çetiner (Fanatik)
Göztepe deplasmanı yeni Fenerbahçe için birinci önemli imtihan sayılırdı. Lemos’un yokluğunda stoperde piyango Serdar Aziz’e vurmuştu. Dün bir penaltı yaptıran Serdar attığı baş golüyle kendini de affettiriyordu. Gökhan’ın yerine de Nazım Sangare formayı kapmıştı. Birinci maçında da geçer not aldı. Pelkas’da birinci 11’deydi. Golünü atıp vazifesini yaptı. Fenerbahçe’nin son yıllarda bu kadar kaliteli ve geniş takımı olmadı. Dünkü kulübeye bakıyorsun, dışardaki sakat oyuncuları da koysan o kadroda şampiyonluğa oynar. Bu türlü kaliteli ve silahı çok bir kadro olunca da beklentiler artıyor. Dünkü oyunun birinci yarısına bakıyorsun, Fenerbahçe’nin attığı 2 golde duran toptan. Samatta’nın dışında rakip kaleye giden tek şut yok. Grubun yükü Sosa, Gustavo, Ozan ve Caner’in sırtında. Nazım Sangare birinci maçı olmasına karşın Gökhan Gönül’ü aratmıyor. Duran topları ve sağ kanadı çok iyi kullanan Caner Erkin’in tek kusuru hala hudutlarını denetim edemeyişi. Oyunun birinci kısmında ekseriyetle 4-4-2’yi tercih eden Fenerbahçe ikinci kısımda maçın denetimini büsbütün eline aldı.
Sosa’nın, Ozan Tufan’nın adrese teslim pasları, Nazım’ın sağdan, Caner’in soldan bindirmeleri, Samatta ve Pelkas’ın gol atma istekleri, durum zenginliğini de beraberinde getirdi. Göztepe’nin genç kalecisi İrfan Can’ın başarılı oyunu grubu ismine büyük talih idi. Ozan Tufan’ın adrese teslim ortasında Pelkas’ın baş vuruşuyla gelen gol, Sarı- Lacivertli grubu iyice rahatlattı. Nedendir bilinmez rakibini atak olarak fazla rahatsız etmeyen Göztepe kadrosunun en iyilerinden Halil ve Guilherme’nin gayretleriye bulduğu golle maça biraz heyecan geldi. Erol Bulut’un atılımları yorgun oyuncuları dışarı alışı oldu. Valencia, Samatta ve Pelkas’ın yerlerine Ferdi, Cisse ve Sinan Gümüş girdiler.
Oyuna girdikten sonra Cisse o denli durumlar harcadı ki, saç baş yoldurur. Skor avantajı olmasa, Altay son dakikalarda rakibin kale önünden baş vuruşunu çelmese, Cisse gündeme oturmuştu. Özetlersek, Fenerbahçe yeni bir ekip, ahenk sorunu yaşıyor. Lakin silahı çok. Bu silahlar kendine avantaj sağlarken rakibin aklını karıştırıyor. Güçlü ve geniş takımın futbolu daha keyif vermeli. Kazanmasına karşın, güçlü takımın futbolu dün yoksul kaldı..
Sanal Bahis Misli.com’da
Milliyet
