Corona virüs salgını sürecinde daha çok yoga ve meditasyon yaptığını anlatan Eda Ece, “Kaslı olmalıyım, kilo almamalıyım gibi vitrini önemseyen insanlar var. Yaradılışımda o yok. Değer verdiğimi şey dış görünüş olmadı. Ona harcayacağın vakti bir şey izleyerek ve okuyarak geçirmek daha uygun” dedi.
Güzel oyuncu, “Hayatı 56 kilolarla geçirdim, hiç 48 kilo bir kız olmadım, en iyi halim 53 kilodur. Beyni çalışan insanlar bunu önemsemiyor. Sağlık için yapılan her şeye saygım sonsuz, gym bana göre bir şey değil” ifadelerini kullandı.
“OBURLUĞU KENDİME YAKIŞTIRMIYORUM”
Eda Ece, salgın döneminde bilinçsizce yediği için kilo aldığını ancak oburluğu insan olarak kendisine yakıştıramadığını belirtti.
29 yaşındaki oyuncu, “Bu dönemde önce kilo aldım. Sette iki öğün zor yerken, evde 3-5 çayı, gece falan derken… Aç gözlü olmayı da sevmiyorum. Oburluk kötü bir şey onun dengesi var, insanı olarak da kendime yakıştırmıyorum. Aralarda kendime göre duruyorum. Acı, üzüntü yedirmiyor bana, stres yediriyor. Çok stresliysem, yiyerek hırsımı alıyorum” şeklinde konuştu.
“KADIN BEDENİ ÜZERİNDEN YAPILAN İŞLERİ SEVMİYORUM”
Ekranda kadın bedeni üzerinden yapılan işleri sevmediğini vurgulayan Ece, öpüşme sahnelerinin zor olduğunu ancak oyunculuğun zor bir meslek olduğunu ifade etti.
Eda Ece, sözlerine şöyle devam etti:
“Kadın bedeni üzerinden yapılan şeyleri sevmiyorum. Kadının seksi gösterildiği, daha açık saçık işlerden hoşlanmıyorum. Rol icabı öpüşmek için sette romantik mumlar yakılıp, baş başa bırakılmıyor. Orada ciddi bir iş yetiştirme stresi ve profesyonellik var. Zor bir şey tabii, başka biri olmaya çalışmak da zor. Oyunculuk kolay meslek değil, herkesin yapacağı iş değil.”
SEÇKİN ŞENVARDAR / MİLLİYET
Milliyet