Ülker Stadyumu 1907 Tribünü’nde düzenlenen basın toplantısına Fenerbahçe Kulübü Lideri Ali Koç, Emre Sakçı’nın annesi Hasret Evcan, Fenerbahçe İdare Konseyi Üyesi ve Yüzme Şubesinden Sorumlu İdare Şurası Üyesi İlker Dinçay, Fenerbahçe Yüzme Şubesi Sorumlusu Orel Oral ve Emre Sakçı’nın antrenörü Türker Oktay katıldı.
Basın toplantısı, Fenerbahçe bağlantı grubu tarafından hazırlanan ve Emre’nin Macaristan’da kazandığı şampiyonlukların yer aldığı görüntü klip ile başladı. “90 dakika hoş oynadık, sonunda galip gelmeyi bildik. Buraya çıkınca kendimi teknik yönetici üzere hissettim. Basın toplantısına bu türlü başlamak istedim.” kelamlarıyla başlayan Emre şöyle konuştu:
“Dünya rekorunu kıramadık, inşallah bir dahaki için o da cebimizde kalsın. Çok keyifli ve gururluyum. Liderimiz Ali Koç’tan başlayarak tüm Fenerbahçe topluluğuna teşekkür etmek istiyorum. Tüm basına da teşekkür ediyorum. Yüzmeye ilgi önemli biçimde artmış durumda. Bir kültür oluşturmaya başladık. Bu işler olimpiyat seviyesine çıkıldığında kültür istiyor. Olimpiyat farklı bir yer, bu kültürü oluşturma konusunda Fenerbahçe önderliğinde kıymetli işlere imza atıyoruz. Birçok hoş sportmenler yetişecek, bayrağı benden daha ileriye taşıyacak gençler yetişecek. Yalnızca yüzmede değil tüm amatör branşlarda hoş günler göreceğiz. Liderime ayrıyeten çok teşekkür etmek itiyorum. Bana ağabey üzere yaklaştınız, bize o samimiyeti hissettirdiğiniz için çok teşekkür ederim. Her saatte ileti atabilmek, yakınlığınızı hissetmek bizim için çok özel. Amatör branşlardaki sportmenler genelde kendini yalnız hissediyor fakat burada değil. Bugünler inşallah başlangıç olacak, daha güzle günlerde görüşmek dileğiyle. Yarışlar sırasında hislerim karmakarışık bir taraftan 10 Kasım, bir taraftan İzmir aklımdaydı. Hislerim, biraz karışık biraz yorgunum. Gururluyum, hislerimi daha açıklayamıyorum zira daha çok işimiz var. İnşallah Allah yüzümüzü kara çıkarmaz ve muvaffakiyetler artarak devam eder.”
Emre, şampiyonluk kazandığı yarışta kalbinin üzerindeki İzmir yazısı ile ilgili olarak, “Yaşanan olaydan ötürü, İzmir sahiden çok hassas noktamız, bilhassa biz İzmirliler için. Orada olamadık, hala gidemedik. İzmir konusu ne vakit açılsa modum düşüyor. Macaristan’da bir röportaj yaptık, düşünmemeye çalıştım lakin birden aklıma geldi, orada bile modum düştü. Çok fazla düşünmemeye çalışıyorum. Çok makus bir olay yaşandı, inşallah bir daha yaşanmaz. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Tüm İzmir halkı olarak onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Sporun kozmikliğini kullanarak İzmir’e dikkat çekmeye çalıştık. Elimizden gelen buydu, bir farkındalık oluşturmaya çalıştık.” sözlerini kullandı.
“Olimpiyatta yarı final ve final gayem var”
Olimpiyatlar için amatör branşlarda kültür oluşturmanın ehemmiyetinin altını çizen genç sportmen, şu sözleri kullandı: “Bu kültürü oluşturduktan sonra olimpiyatta finaller, madalyalar bizim için inşallah sıradan olacak. Olimpiyata her vakit söylediğim üzere bayrağımızı temsli etmeye gideceğim. Ülkeme ve kulübüme yakışır bir atlet kimliği ortaya koymak istiyorum. Muvaffakiyetin temeli iyi insan olmaktan geçiyor. Evvel ülkeme yakışır olmak istiyorum ve elimden gelen en iyi performansı sergileyeceğim. Olimpiyatta yarı final ve final maksadım var. Bunu başarırsak bu da ülkemiz için birinci olacak. Emreler gelmek istiyor deniliyor, Emreler gelmesin, Aliler, Veliler gelsinki farklı farklı kıymetlerimiz olsun. Tek bir kişi olmasın, kültürümüz olun. Kaç farklı isimlerde beşerler çıksın, bedelimiz, bir Naim olmasın, bir Emre olmasın. Keşke farklı atletler için uzun röportaj kuyrukları olsa. İnşallah bu kültürü oluşturacağız, sonra da yaşatacağız.”
Bir idolü olmadığını fakat başarılı atletlerin hayatlarından kendine dersler çıkardığını aktaran Emre Sakçı, “Sürekli yol kat etmeye çalışıyorum. Başarılı atletleri görmek benim için çok iyi oldu. İnşallah onların da üzerine çıkacağız. Daima üzerine ne koyarız arayışındayım. İnşallah onların da üzerine koyup bizim de olimpik kıymetlerimiz olacak. Daima mental ve fizikî olarak kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Daima gelişim içinde olmazsanız, ezilir gidersiniz. Daima farklı olmaya çalışıyorum. Farkı oluşturmak için farklı olmanız gerek. Okulda, etrafta farklı olanı bastırmaya çalışıyorlar. Bu neden oluyor bilmiyorum. Farklılığı bastırınca farklı bir paha çıkaramıyoruz. Farklı olmak için farklı olmak gerek. Sırrım daima büyümeye çalışmak.” formunda konuştu.
Emre muvaffakiyetinde büyük hisse sahibi olduğunu söylediği antrenörü Türker Oktay ve eşi Bahar Oktay’a da teşekkür etti.
Ali Koç: “Emre, Türk yüzme tarihinin gelmiş geçmiş, tartışmasız açık orta en iyi yüzücüsü”
Emre’nin Macaristan’da 39 gün kaldığını ve başarılarıyla gurur duyduklarını belirten Fenerbahçe Kulübü Lideri Ali Koç, şu sözleri kullandı: “Emre, içim açıldı seni dinlerken. Emre’nin muvaffakiyetleri rekorları ilginizi çekti ve haberler yapıldı. Bu Emre ve Fenerbahçe için iyi lakin bilhassa Türkiye’deki yüzme sporu için çok iyi. İdoller peşlerinden gençleri sürüklerler. Fenerbahçe Bayan Voleybol Grubu, Acıbadem sponsorluğu ile dünya ve Avrupa şampiyonu olduktan sonra ülkemizde kızların voleybol oynamasında patlama oldu. Türkiye Ligi şu an dünyanın en iyi ligleriden biri. Emsal bir kıssayı burada yaşıyoruz. Emre’yi ve ailesini tanıma fırsatım oldu, bugün de dinlerken içim açıldı. Özgüveni yüksek, disiplinli, maksatları olan biri. Emre’nin başarısı azmin inanmanın, çalışmanın, disiplinin bir sonucu. Emre’nin spora başladığı birinci yıllar çok iyi geçmedi. Birinci yarışlarından birinde 32 yüzücü ortasında 31. oluyor. Lakin inandı Türker Hoca bırakmadı, çalıştılar. Emre dün gece İzmir’e gidecekti, ona sürpriz yaptık annesini getirdik, karşıladık, basın toplantısı düzenledik. Dün akşam bile bir egzersizi sıkıştırayım dedi, o kadar da disiplinli. Burada annesine, babası Yılmaz Bey’e bu türlü bir evlat yetiştirdikleri için teşekkür ediyorum. Önü açık bir arkadaşımız. Yaş 23, olimpiyatlarda hiç almadığımız muvaffakiyetleri bize getirebilir. Burada gördüğünüz atletimiz Emre, Türk yüzme tarihinin gelmiş geçmiş tartışmasız açık orta en iyi yüzücüsü. Bunun da kitleler tarafından bilinmesi, anlaşılması, çok çok değerli. Kültürü oluşturacağız, sonra yaşatacağız diyor. Bu çok çok kıymetli. Yüzme için konuşuyor lakin ülkemizin pekçok branşında bu kültürü oluşturmamız gerek. Genç bir nüfusa sahibiz lakin atlet havuzumuz dar.”
Emre’nin bugünlere gelmesine katkı sağlayan herkese teşekkür eden Lider Koç, “Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu çok kıymeti. Emre için her şey yeni başlıyor, en büyük maksat Olimpiyatlar. İnşallah Olimpiyatlarda yaşayamadığımız hisleri bizlere yaşatır. Emre’nin yalnızca havuzdaki duruşu değil, havuzun dışındaki duruşu, karakteri, biçimi, his, kanıları her şeyi idol olduğu vakit kitleleri gerisinden sürükleyebiliyor. Adam Wimbledon şampiyonu oluyor lakin karizması olmadığı için idol olamıyor. Bu arkadaşımızda hepsi var. İnşallah yalnızca rekorlar kırmaz, Türkiye’de yüzmenin gelişmesi için elinden geleni yapar. Emre’de bir Yüzme Federasyonu Lideri, bir Spor Bakanı profili görüyorum.” biçiminde konuştu.
Emre’nin Fenerbahçeli olmasına da değinen Ali Koç, “Emre’nin ailesinde Fenerbahçeli yok. Benim de babam Beşiktaşlı, senin de baban Beşiktaşlı. Dayılar ekip seçmede tehlikelidir. Emre’nin dayısı koyu Galatasaraylı fakat onu ikna edemiyorlar. Bir biçimde kendi yolunu çiziyor Fenerbahçeli oluyor. Annesinin anlattığı üzere okulda Fenerbahçeli arkadaşlar bulma muhtaçlığı var zira devamlı baskı altında. Bir biçimde hakikat yolu seçiyor. İftihar ediyoruz, iyiki Fenerbahçeli, iyi ki bir Türk sporcususun.” sözlerini kullandı.
Emre’nin annesi Hasret Evcan da oğlunun spora başlama süreciyle ilgili olarak, “Çok küçük yaşta yüzmeye başladı. Hareketli bir çocuktu, dikkatinin toparlanması açısından sakatlanması düşük ve yararlı bir spor olan yüzmeye başlamasını istedik. Kursa gitsin derken, buralara geldi. En hoşu kendi maksadının, birinci amacının Fenerbahçe yüzücüsü olmak istemesiydi. Küçükken ‘Ben Fenerbahçe atleti olabilecek miyim?’ demişti. Şu an topluluk tarafından sahiplenilmesi bir anne olarak beni onurlandırıyor. Yüzmeye başladıktan sonra “Anne, Fenerbahçe topluluğuna mal olmak istiyorum” demişti. Bu muvaffakiyetleri ayrıyeten bizi onurlandırıyor.” kelamlarına yer verdi.
Emre’nin antrenörü Türker Oktay ise, “Çalışmalarımızı İzmir’de sürdürüyoruz. 13 yıldır, bu işi yapıyoruz. Emre’yi 12 yaşında aldık. Şu an uzunluğu iki metrenin üzerinde, performans olarak hoş bir ergenlik geçiremedi lakin ondan umudumuzu kesmedik. 14-15 yaşına kadar kayda bedel başarısı yoktu. Fakat biz daima Olimpiyat amacımızı sürdürdük. 15 yaşından sonra bedeni oturmaya başladı. Birinci dünya gençler rekorunu 2015 yılında, 17 yaşında kırdı. Üstüne koya koya bugünlere geldik. Bu son başarımız olarak görmeyin, bunun da çok üzerine çıkaracağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Basın toplantısı, Emre’ye verilen armağanlar ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.
Milliyet
