ANKARA Milliyet – AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik toplantıya ait düzenlediği basın toplantısında özetle şunları kaydetti:
AMİRALLER BİLDİRİSİ: Şayet bu bildiri değiştirildiyse ya da gece yarısı yayınlanması konusunda bir dış müdahale kelam konusu olduysa o vakit yayınlanır yayınlanmaz niye imza atan birtakım emekli amiraller bildirinin fikir hürriyetine girdiğini açıklama çabasına girdiler? Bunu, gece yayınlanır yayınlanmaz ‘Ben bu bildirin arkasındayım’ diyen birtakım emekli amirallere soracaklar. Bildirinin değiştirildiği bilgisi sayın Kılıçdaroğlu’na kimden gelmiştir? Onun izahı, Sayın Kılıçdaroğlu’ndadır. Çabucak sahiplenenlerin bunu niçin sahiplendiği, şayet içeriği ve zamanlaması değiştirilmişse onlara sorulması gereken bir şeydir.
BAĞNAZ, SAYGISIZ: (Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın ziyareti) Yunanistan Dışişleri Bakanı Türkiye’ye Ankara ile konuşmak için gelmemiş, Atina’ya konuşmak için gelmiş. Son derece bağnaz ve saygısız biçimde Türkiye Cumhuriyeti devletini ve milletimizi itham etmesi diplomasi tarihine bir yakışıksızlık örneği olarak girecektir. Dünya şunu gördü; müspet taraf kim, müzakere istemeyen sabote edenler kimlerdir diye. Birinci kere bir Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın kendi ülkesinin egemenliğinden bahsederken kendi ülkesinden değil AB’den bahsettiğini gördük. Sonuç prestijiyle bu meselelerin neden çözülemediği anlaşıldı. Biz müzakere sürecini akıllı bir lisanla, akıllı bir devlet anlayışıyla ve müzakerenin usullerine karşılıklı hürmete uygun bir halde sürdürmeye hazır olduğumuzu söylüyoruz. Lakin bir Dışişleri Bakanı buraya gelecek, kendi ülkesinin iç siyasetindeki siyasi mesleğine Ege’deki ve Doğu Akdeniz’deki problemleri istismar konusu haline getirecek. O vakit buradan bir şey çıkmaz.
SIRP KASAPLARI ÜZERE: (Yunanistan’ın mülteci botuna yaptığı müdahale) Yunanistan’ın kıyı güvenlik ögeleri akaryakıt dökerek yakmaya çalışarak bir katliama imza atmaya çalışıyor. Sırp kasaplarının yaptığına misal formda. Ondan sonra da çıkacaklar ‘AB’ye üye olmakla gururluyuz’ diyecekler. Siz demokrasi, insan hakları dediğiniz bedelleri Akdeniz’in sularına gömdünüz.
Milliyet