Falay, AA muhabirine yaptığı açıklamada 2018’de yerküreye gelen evlatlarının bu yaşlarda valideye çok muhtaçlık duyduğunu belirterek, “Aslında hamile kaldığımı öğrendiğim andan itibaren evlatlarımı kendim büyütmek istiyordum ama gayri tarafta da çok sevdiğim VakıfBank ailem ve işim vardı. Aslında lakin üç senede bu adımı atabildim.” dedi.
Ana olmanın tanımı imkansız bir his olduğunu anlatan Falay, “Gerçekten kişide çok büyük değişimlere yol açıyor. Hele geç ve çok güç sahip olmuşsanız.” diye konuştu.
Mümkün olduğunca evlatlarıyla devir geçirmek istediğini vurgulayan Falay, “Diğer taraftan VakıfBank’ı ve voleybolu hayatımdan tamamıyla çıkarmayı hiç düşünmüyorum.” sözlerini kullandı.
“VakıfBank benim ailem”
Türk voleybolunun lokomotifi VakıfBank’ta altı yıl boyunca genel menajerlik yapmanın kendisi için gurur olduğunu aktaran Falay, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“VakıfBank benim ailem. Tam 10 kupa kazanmayı başardık ve neden Türkiye’nin en iyi voleybol kulübü olduğumuzu gösterdik. Aslında sadece voleybolun değil memleketler arası ortamda Türkiye’nin en başarılı kadrosuna sahibiz. Idare biçimi olarak VakıfBank, Türkiye’deki tüm spor kulüplerine örnektir. Tepeden tırnağa çok iyi yönetilen bir tertibe sahiptir.”
VakıfBank’ta oynamanın her sporcunun hayali olduğunu anlatan Falay, “Voleybolda çok başarılı olmuş sporcuları VakıfBank’a getirmek için olağanüstü gayret ve maliyete katlanmanız gerekmez. Velev son 5 ya da 10 döneme bakarsanız en az aktarım yapan, kulüp ve altyapısından en çok ulusal sporcu çıkaran takım VakıfBank olmuştur. Çalıştığım müddet boyunca da hiçbir devir popülerlik adı altında yüksek maliyetli bir oyuncu aktarımı yapmadık.” diye konuştu.
Muvaffakiyetin kaynağı altyapı
VakıfBank’ın her hengam grubu ileriye taşıyacak oyuncuları kadroya dahil ettiğini kaydeden Falay, “Uzun devirli takımlar oluşturduk ve en önemli sporcu kaynağımızı altyapımızdan sağladık. VakıfBank her vakit altyapısına öncelik vermiştir. Bu yüzden Ebrar’lar, Ayça’lar, Tuğba’lar, Zehra’lar şu anda Türk voleybolunun gururu, ulusal grubun omurgası olmuştur.” değerlendirmesinde bulundu.
Spordaki muvaffakiyetin istikrarla sağlanabileceğini vurgulayan Falay, “Başarıda istikrar sağlayamadığınızda her sene tekrar grup kurulması üzere bir alışkanlık var. Yeni ekip kurmanın da beraberinde getirdiği birtakım zorluklar var. Hem maliyet hem de sporcuların birbirine alışması mealinde devir kaybı oluyor. Hasebiyle kısa vadede muvaffakiyete ulaşmak hayal oluyor.” formunda konuştu.
VakıfBank’taki muvaffakiyetin 3-4 senelik planlamalarla elde edildiğini anlatan Falay, şunları söyledi:
“Tabii bunda kulüp idaresinin desteğini göz gerisi etmemek gerekir. Benim de hizmet yaptığım devirde önceliği ekip ruhunun bütünlüğüne verdik. Uzun yıllar birebir formaya hizmet edecek sporcular tercih ettik. En değerlisi o kızlarımızı altyapımızdan yetiştirdik. Önümüzdeki serinin takımını da çok evvelden planlamıştık ve bu tarafta takımımızı aktarım yapmadan koruduk. İstikrarlı bir ekip oluşturduğunuzda yapılan yatırımın karşılığını her devir alıyorsunuz. VakıfBank da bu yatırımın karşılığını her devir almıştır. Şampiyonluklarla, kupalarla, memleketler arası başarılarla, yeni Türk bayan voleybolcularının yetişmesiyle ve en değerlisi küçücük kız evlatlarının parlayan gözlerle ablalarını ilham almasıyla.”
Vazifeden ayrılmasının akabinde mekanına umum menajerliğe getirilen Neslihan Demir Güler’i kıymetlendiren Falay, “Altı yıl boyunca gururla bu ailede yöneticilik yaptım. Bu bayrağı tüm yerkürenin tanıdığı, memleketimizin en güzide kadın sporcularından Neslihan’a bırakmanın gönül rahatlığıyla evlatlarımla vakit geçireceğim bir periyoda giriyorum. Neslihan üzere başarılı birinin voleybolun içinde olması gerekiyordu.” diyerek laflarını tamamladı.
Pelin Refî Falay, 2014’ten itibaren umumi menajerlik yaptığı VakıfBank’ta 2 FIVB Yerküre Şampiyonası, ikişer CEV Şampiyonlar Ligi ile Türkiye Üstün Kupa, 3 Türkiye Ligi ve 1 Türkiye Kupası sevinci yaşadı.
Milliyet