Saros Körfezi kıyısındaki Gökçetepe ve Sazlıdere köyleri ortasına yapılmak istenen doğal gaz dolum iskelesi ile boru çizgisi projesine karşı Trakyalı çevrecilerin başlattığı hukuk gayreti sürüyor.
Her hafta Keşan ve Saros kıyılarında bir ortaya gelen etraf örgütleri, projenin hayata geçmesi durumunda doğal gaz taşıyan 100 bin tonluk dev gemilerin 12 ay boyunca daima olarak Saros Körfezi’ne giriş çıkış yapacağından ve doğal müdafaa alanı olarak duyuru edilen bölgenin dokusunun bozulacağından kaygılılar.
‘Körfezi kirletecek’
Proje kapsamında 24 ay sürecek inşaat ve dolgu çalışmalarının Saros Körfezi’ni kirleteceği, 17 kilometre uzunluğunda kara boru çizgisi için binlerce ağacın kesileceği de öne sürülürken, projedeki ihale sürecinin Danıştay’ın sonuncu kararı açıklanmadan başlatılması reaksiyonlara neden oldu.
Edirne Bölge Yönetim Mahkesi tarafından 2019 yılında yürütmeyi durdurma kararı verildiğini, Danıştay’a temyiz için gönderilen belge hakkında sonuncu karar verilmeden ikinci kere ÇED raporu hazırlandığını lisana getiren Trakya Platformu Sözcüsü Avukat Bülent Kaçar, Milliyet’e yaptığı açıklamada, “BOTAŞ tarafından yürütülen projeye karşı 2019 yılında Edirne Yönetim Mahkemesi’ne yaptığımız itiraz sonucunda ÇED raporundaki aksilikler nedeniyle yürütmeyi durdurma kararı verilmişti. Belge temyiz için Danıştay’a gönderildi. Danıştay kesin kararını vermeden ikinci ÇED raporu hazırlandı ve ihale süreci başlatıldı.
Anayasa’ya karşıt
Edirne Yönetim Mahkemesi’ne ikinci ÇED raporunun ve ÇED olumlu kararının iptali için tekrar davacı olduk. İhale süreci başlatılmış durumda. Projenin deniz çayırlarının bulunduğu alanda yapılacak olmasının tüm Akdeniz ekosistemine geri dönüşü mümkün olmayan hasarlar verecektir. Proje, Ganos fay sınırına çok yakın yüksek tehlikeli birinci derece sarsıntı bölgesi içinde kalıyor” dedi.
Projenin detayları hakkında da bilgi veren Kaçar, “Saros Körfezi, kültür turizm gelişim bölgesi özelliğine sahip. Etkin fay sınırı projenin 6 kilometre açığından geçiyor. Deniz içinde çökel denilen yapı var ve çok tehlikeli sığ bir taban olduğu uzmanlar tarafından raporlarda belirtildi. Projede Anayasa’ya da terslik kelam konusu.
ÇED raporunda 17 kilometre boru sınırının yanan orman alanlarından geçirileceği belirtilirken, 6 bin ağacı kesileceğinden bahsediliyor. Kanunlara nazaran yanan orman alanı yalnızca ağaçlandırılabilir. Bilimsel ikazlara, uzman raporlarına, duruşma kararlarına uymak yerine hukuksuz olarak ikinci ÇED sürecini halkın iştiraki olmadan yazılı itirazlara karşın ısrarla devam ettirmek yasal ve ahlaki değil” diye konuştu.
‘Boğazda 24 saat beklememek uğruna’
Saros Gönüllüleri Dayanışma Komitesi Üyesi Ahmet Korkmaz ise bölge halkının projeye karşı çıktığını belirterek, şunları söyledi:
“Çanakkale Boğazı’nda 24 saat beklemek zorunda kalmamak için projeyi halka karşın hayata geçirmek istiyorlar. Eksper raporlarında kelam konusu projenin yaratacağı tahribatlar açıkça yer alıyor. Saroz turizm ve tarım bölgesi. Mevcut imar planları kapsamında müdafaa altındaki bir bölgeye bu çeşit tesisi yapılamaz.”
14 hukuksuzluk
Trakya Kent Kurulu ve Etraf Gönüllüleri Derneği tarafından yapılan açıklamada ise, “Edirne Yönetim Duruşması sonuncu raporundaki 14 kıymetli hukuksuzluğu ve ÇED yönetmeliğine karşıtlığı karar altına almıştır. Duruşma iptal kararına destek olan 10 uzman ve akademisyen tarafından hazırlanan eksper raporunda ise 90 civarında bilime ve ÇED yönetmeliğine terslik detaylı olarak tespit edilmiştir” denildi.
Milliyet