Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, koronavirüs ile uğraş kapsamında kontrollerin artırılacağını, cezaların tahsil edileceğini vurguladı. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Erdoğan, şunları söyledi:
DAHA SIKI KONTROL: Türkiye hem sıhhat altyapısının gücü hem de aldığımız önlemler sayesinde epey iyi bir noktada bulunuyor. Fakat mevcut durum bizim için kabul edilebilir değildir. Olay ve vefat sayılarındaki kısmi yükselişten derin keder duyuyoruz. Kafe ve restoranlar kurallara uygunluk bakımından çok daha sıkı halde denetlenecektir.
CEZALAR TAHSİL EDİLECEK: Toplu taşımada tüm vilayetlerimizde ayakta yolcu alınmasına katiyetle müsaade edilmeyecek. Riskli vilayetlerde il hıfzıssıhha konseyi kararıyla kapasite sınırlamasına gidilebilecek. Maske kullanımı başta olmak üzere kurallara uymayanlara kesilen cezalar kesinlikle tahsil edilecek. Esnek ve kademeli mesai yollarının yaygın biçimde tatbiki sağlanacaktır. Şeffaf halde yürüttüğümüz bu sürecin başarısı vatandaşlarımızın vereceği takviyeye bağlıdır. Kalabalık etkinliklerden uzak durmadığımız, sokakta, işyerinde hatta konutta belirlenen kurallara uymadığımız sürece ne açtığımız hastaneler ne cezai önlemler tek başına bizi virüsten koruyabilir. Daha iyi bir tahlil bulunana kadar hayatımızı paklık, maske, uzaklık önlemlerine nazaran tekrar düzenlemeliyiz. Sonbaharın yaklaşmasıyla birlikte soğuk algınlığı ve grip üzere mevsim hastalıklarının yükü üzerimize binmeden günlük olay sayılarını yüzün altına, vefat sayılarını mümkünse sıfıra indirmeliyiz.
AİLELERİN TERCİHİNE NAZARAN: Uzaktan eğitim sistemimizi en iyi biçimde idame ettirdik. Yeni devirde eğitim öğretime salgın kaidelerini dikkate alarak hem yüz yüze hem uzaktan eğitimi birlikte gerçekleştireceğimiz bir sistemle devam edeceğiz. Ailelerin tercihine nazaran okul öncesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencilerinden başlayarak okullarımızı eğitim öğretime açıyoruz. Bu uygulama salgının seyrine nazaran kentlerimizde farklılık gösterebilecek. Çocuklarımızın eğitim öğretim hayatlarının aksamadan devam etmesi tek gayemizdir.
10 MİLYON TURİST: Salgından en olumsuz etkilenen dal hiç elbet turizm oldu. Bu kesimin kısmen de olsa dönemi kurtarabilmesi için çok çaba gösterdik, yaptığımız görüşmeler ve kurduğumuz sistem sayesinde 10 milyon turist sayısını geride bırakmaya başladık. Yıl sonuna kadar bu sayısı çok daha yüksek düzeylere çıkaracağız. Gayemiz salgın devrinde içeride alınan önlemlerin ve dünya genelindeki aksiliklerin ekonomik toplumsal tesirlerini hızla ortadan kaldırmaktır. Yine yapılanma sürecinden ülkemizin en karlı formda çıkmasını temin edeceğiz, bilhassa üretimde güçlü altyapısı, daima gelişen teknolojisi ve lojistik avantajıyla Türkiye’nin önünde yepisyeni periyodun açıldığına inanıyorum. Bunun tesirlerini şimdiden görmeye başladık. İş dünyamızı bu yeni devrin fırsatlarını en geniş formda değerlendirmeye davet ediyorum. İş insanlarımızın yanında yer almayı sürdüreceğiz.
YENİ MUŞTULAR: Karadeniz’de keşfettiğimiz doğalgaz rezervi, geleceğe ait ümitlerimizin adeta sembolü haline gelmiştir. Sakarya rezervi 1.9 milyar varil muadili olan petrol karşılığı ile dünyada bu yıl keşfedilen ikinci en büyük kaynaktır. Ayrıyeten gaz kalitesi bakımından dünyadaki sayılı rezerveler ortasındadır. İnşallah Karadeniz ve Akdeniz’de yeni muştularla bu sevincimizi daha da arttıracağız.
‘Askeri harekatlarımızı iyi incelesinler’
ESEFLE İZLEDİK: Güney sonlarımızın güvenliği için harekete geçtiğimizde bölgede çıkarı olan pek çok ülkeyle karşı karşıyla geldik. Tüm bunlara karşın güney sonlarımızı güvenlik altına aldığımızda ülkemizi haksız ithamlarla karalamaya çalışan bir mekanizmayı karşımızda bulduk. Libya’da milletlerarası meşruiyete sahip idareye verdiğimiz dayanağa şiddetle karşı çıkarken darbecileri bilinmeyen, açık pervasızca destekleyenlerin riyakarlıklarını ibretle takip ettik. Doğu Akdeniz’de 780 bin kilometrekare toprağı olan bir ülkeyi 10 kilometrekarelik adalar üzerinden kıyılarına hapsetmeye çalışanların oyunlarını bozduğumuzda kimseyi yanımızda bulamadık. BM tabanı başta olmak üzere memleketler arası kurallara uygun formda yaptığımız mutabakatlara dayalı olarak yürüttüğümüz faaliyetlere karşı sergilenen haksız ve hukuksuz teşebbüsleri esefle izledik. Kıbrıs’ta çok yıldır Türklere uygulanan haksızlıkların yeni boyutlar kazanarak arttırılması çabalarını acı bir tebessümle kaydettik.
FARKLI TÜRKİYE’Yİ GÖRDÜLER: Geçmişte Türkiye’yi daima küçümseyen, değersiz gören, kararlarında ve icraatlarında hesaba katmayanlar, tıpkı hali sürdüremeyeceklerini gördükçe daha da azgınlaştılar. Her türlü diplomatik ve tüzel belgeyi, teamülü, uygulamayı hiçe sayanlar güç şovlarıyla sonuç almaya kalktıklarında karşılarında değişik bir Türkiye olduğunu gördüler. Ülkemize karşı yapılan her siyasi, diplomatik, askeri yanlış yahut saygısızlık bizi yolumuzdan döndürmek bir yana azmimizi perçinliyor.
AÇIK SÖYLÜYORUM: İstiklalimizi ve istikbalimizi korumak gerektiğinde diplomasiden askeri güce kadar her mekanizmayı aktif formda devreye sokabilecek altyapıya ve iradeye sahip olduğumuz için bu derece dikkate alınıyoruz. Son günlerde Doğu Akdeniz ve Ege’de tarihten ibret almadan Türkiye’nin hakkını ve hukukunu hiçe sayarak emrivaki yapmaya çalışanlar da eninde sonunda bu gerçeği kabullenecektir. Kendi vatandaşlarının güvenliğini ve refahını tehlikeye atma kıymetine Türkiye’nin karşısına dikilenler için, o kadar açık söylüyorum, anı geldiğinde korkarım ki bedelini ağır ödemezler.
SAĞDUYUYA DAVET: Her fırsatta uyuşmazlıkları görüşmeyle, konuşmayla, müzakereyle, uzlaşmaya çözmeden yana olduğumuzu söylüyoruz. Bizimle masaya oturmak yerine kırık, dökük askeri güçleriyle efelenenlere tarihi bir kenara bırakıyorum, en azından son 4 yıldaki diplomasi çalışmalarımızı ve askeri harekatlarımızı iyi incelemelerini tavsiye ediyorum. AB başta olmak üzere bu hususta haklı, haksız, adaletli adaletsiz, ahlaklı, ahlaksız ayrımı yapmadan kör bir taassubla ülkemize karşı tutum alanları da hakkaniyete ve sağduyuya davet ediyorum. Kıbrıs, Suriye ve Libya’da iyi bir imtihan veremeyen Avrupa ülkelerinin hiç değilse Doğu Akdeniz’de dengeli bir çizgi izlemelerini umuyoruz. Türkiye, hudut güvenliği konusunda olduğu üzere Doğu Akdeniz’deki hakları konusunda da sonuna kadar kararlı ve etkin bir siyaset izlemeyi sürdürecektir.
Milliyet