Muğla’nın Marmaris ilçesinde Dünya Ralli Şampiyonası’nın (WRC) 5. ayağı Türkiye Rallisi öncesi hazırlıklar tüm süratiyle sürüyor. Bizde ülkemizde gerçekleşecek tertip öncesinde FIA Doğu Avrupa Ralli Kupası Şampiyonluğunu kazanan birinci Türk pilot Yağız Avcı sorularımızı yanıtladı.
Türkiye Rallisi’nde Adus Motorsport, 4 takımla uzunluk gösterecek. Pekala birinci amaç ne olacak?
Bu döneme yeni bir oluşum olan Adus Motorsport ile başladık. Kutay Grup’un otomotiv bacağı olan Adus Otomotiv’in motor sporları kadrosu. Birinci basamakta 4 gruptan oluşan bir grubumuz vardı. Gruplarımızdan birinde bayan pilotumuz Billur Hasbay çaba edecekti. Ancak bayan pilotumuz Billur bu yarışta farklı bir vazifede olması sebebiyle, yerine konuk pilotumuz Dağhan Ünlüdoğan yarışa bizim ile katılacak. İki tane R5 aracımız var. İki tane Mitsubishi EVO IX aracımız var. Dönem beklenenden geç başladı. Tüm gruplar biraz soğuk. Elimizden geleni yapıp en iyi formda döneme başlamak istiyoruz. Döneme başlamak için epeyce sıkıntı bir yarış. Hatta Dünya Ralli Şampiyonası’nın bile en sıkıntı yarışlarından biri. Kolay olmayacaktır lakin şayet kayıpsız çıkarsak çok iyi bir sonuç alacağımızı düşünüyorum hem puantaj olan gruplar şampiyonasında, hem de ferdî sınıflarda iyi biçimde gayret etmek istiyoruz.
Türkiye Rallisi takvimde çok özel bir yere sahip. Her pilot parkurun zorluğundan bahsediyor. Sizce Türkiye’de pilotları en çok zorlayan şey ne?
Türkiye Rallisi Antalya’da, Kemer’de yapıldığı vakitte da emsal bir karaktere sahipti. O vakitte birebir yorumlar oluyordu pilotlar tarafından. Kendine has bir karakteri vardı. Daha sonra bir defa İstanbul’da yapıldı. Daha temizdi ve araçları zorlamayan bir yarıştı. Ancak artık özüne döndü diyebilirim Marmaris’teki etaplarla. Evvelden Akropol Rallisi olurdu Yunanistan’da, benzeri karakterliydi o da. Takvimde bu üslup bir ralliye gereksinim vardı. Birinci sene biraz negatif tenkit alsa da sonrasında çok olumlu yorumlar geldi. Burada markaların olması, markaların dayanıklılığını da göstermeleri ismine değerli bir platform. Münasebetiyle bu yarışı iyi bir biçimde bitirdiğinizde markanız ismine da iyi bir gösterge oluyor aslında. Pazarlama tarafında da iyi şeyler yapabiliyorsunuz. Sıkıntı bir parkur. Hem arabalar, hem lastikler, hem de pilotlar açısından. Sıcak bir hava var. Takvimin en sıkıntı yarışlarından birinci üçte diyebilirim. Doğal kurallar zorlayıcı oluyor.
Evvel WRC takvimine geri döndük. Artık de Formula 1 takvimine döndük. Motor sporlarındaki bu olumlu gelişmeleri kıymetlendirir misiniz?
Türkiye olarak Dünya Ralli Şampiyonasına 2018’de geri döndük. Sanırım 8 yıl ortadan sonra Dünya Ralli Şampiyonası ülkemize geri dönmüş oldu. Olağan yarışın geri dönmesi biz ralli tutkunları için çok sevindirici bir gelişme oldu. Formula 1 bu sene yaşanan gelişmelerden ötürü takvimi doldurmak ismine programa eklendi ve sanırım bizim için bir baht oldu. Umarım iyi kıymetlendirilir. Daha evvel seyirci azlığından ötürü gerekli pahası görememiş bir yarıştı. Bu sene iyi geçerse inşallah seneye tekrar takvimde oluruz. Formula 1 tarafını açıkçası çok bilmiyorum. Yanlış bir yorum yapmayayım; fakat sevindirici tabi ki. O pistin kullanılıyor olması da sevindirici. Hoş bir pist, pilotların sevdiği bir pist bildiğim kadarıyla. Hasebiyle bunlar sevindirici gelişmeler. Uzun soluklu olması lazım her iki tertibin da ve en kıymetlisi içinde yarışan Türk atletlerimizin olması lazım.
Pandemi bütün spor branşlarının kâbusu oldu. Motor sporları bundan ne kadar etkilendi.
Yani bütün sporlar kadar motor sporları da etkilendi. Birtakım lokal şampiyonalar 1.5-2 ay evvel başladı. Birden fazla başlayamadı. Birçoğu tam dönemi iptal etti. Dünya Ralli Şampiyonası 2 hafta evvel başladı Estonya Rallisi ile. Münasebetiyle çok önemli hasar aldı diyebilirim bütün sporlar üzere. Bilhassa büsbütün geçimini buradan sağlayan birçok kadro var memleketler arası düzeyde onlar için de epeyce sıkıntı olduğunu düşünüyorum ekonomik manada. Atletler tarafında da tabi ki bir birçoklarının mesleği bu spor. Onlar açısından da mesleklerini devam ettirememiş oldular. Yeni başlamış bir genç pilot örneğin 8 ayını kaybetti. 1 yaş yaşlandı neredeyse. Bence gençler açısından biraz daha kayıp oldu. İnşallah bundan sonrası süratlice düzelir ve eski haline geri döner
Türkiye’de her spor branşına çok önemli yatırımlar yapılıyor. Yeni pilotlar yetişmesi için motor sporlarına ne üzere yatırımlar yapılabilir? Bu husus sizin gelecek planlarınızda yer alıyor mu?
Yeni yatırımlar yapmak çok kıymetli. Geçen sene genç pilot tarafı ile ilgili aslında buna emsal bir şey başlattık. Amacımda bu spor kolunu daima daha fazla güçlendirmek vardı. Geçen sene yarışmadığım için de buna başlama fırsatım oldu. Önümüzdeki periyotta bunu çok daha kapsamlı hale getirip tahminen de bir idman kompleksi oluşturup orada tam manasıyla her şeyi ile bir pilot yetiştirme programı başlatılabilir. Bununla ilgili yurtdışı ile temaslı birtakım dayanaklar ve paydaşlıklar da olabilir. Adus Motorsport’la da bu tarafta, ortak gayelerimiz var. Hakikat çalışmaları yapıp, hayata geçirmek istiyoruz. Memleketler arası seviyede Türk atletlere motor sporlarında daha fazla gereksinim var. Bizi temsil eden ulusal atletlerimiz arttıkça sporumuz pahalanıyor. Nasıl Kenan Sofuoğlu, Toprak Razgatlıoğlu, Ayhancan Itimat varsa; daha kaç başarılı atletimizin ülkemizi temsil etmesini isterim. Bu formda sporun popülerliği artıyor. Genç pilot alanında kesinlikle gelişmemiz gerekli.
Bu yatırımlar nasıl olmalı? Bir kompleksten bahsettiniz. Onun dışında ne yapılabilir atletlerle ilgili? Biraz bunu da açmak lazım…
TOSFED’in başlatmış olduğu ‘Tosfed Yıldızını Arıyor’ diye bir proje var. Aslında yetenekli gençlerimizi keşfetmek için hoş bir proje lakin devamlılığı konusunda, ülkenin de getirdiği kimi zorluklarla, devamlılığı çok kolay olmuyor. Keşfedilen yetenekli pilotlar mesleklerinin devamında ekiplere entegre edilemiyor. Zira sporun genel olarak bilinirlik manasında bir düzey atlaması lazım. O vakit markalar da motor sporlarına yatırım yapmaya başlıyor. Tabi ki medya dayanağının de daha fazla olması lazım. Örneğin Fransa Federasyonu genç pilot çıkardığında birkaç sene boyunca onu kesinlikle aşikâr bir düzeye kadar taşıyor. Devamlılığının da kurgulanması gerekiyor. Bir yere kadar gelip orada kesilirse bir manası olmuyor.
Aslında motor sporlarına yalnızca ralli olarak baktığımızda her devirde bir atletimiz vardı. Gelecekte bu branşı seçmek isteyenlere ne üzere tavsiyeleriniz olur?
Kendimden örnek vereyim. Babam bu sporun içerisindeydi ve motor sporları ile tanışmam ve yarışa başlamam o etrafın içerisinde büyümem ile oldu. Bunu bir bayrak dönemi üzere düşünebilirsiniz. Sporun içinde daima bulunmak lazım, üstüne gitmek lazım, çok vakit ayırmak lazım. Gerek görüntüler izlemek, gerek yarışlarda bulunmak, sporun farklı alanlarında bulunmak lazım. İlla ‘ben direksiyon başına geçeyim’ dememeli. Öbür vazifelerde de yer almak gerekiyor. Sporun içinde olmak lazım. Mümkün olduğunca birileri ile tanışmak, fikir almak lazım. Sonrasında, ne vakit, ne olacağı belirli olmaz, her an karşınıza bir fırsat çıkabilir. O vakit da evvelden kurduğunuz bağları kullanabilirsiniz.
Milliyet