“Malazgirt Savaş Alanının Tespiti, Tarihi ve Arkeolojik Yüzey Araştırma” projesinin 3. etabı kapsamında Malazgirt’in Örenşar köyünün sırtlarında Müslüman mezarı olduğu değerlendirilen 1800 rakımlı tepede kazı çalışmaları başlatıldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünce desteklenen, Ahlat Müze Müdürlüğü başkanlığında, Muş Alparslan ve Muğla Sıtkı Koçman üniversitelerinin iş birliğiyle yürütülen kazıya 10 üniversiteden 30 akademisyen katıldı.
Kazının bilimsel danışmanı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Çevik, gazetecilere yaptığı açıklamada, Örenşar köyünün doğusunda “türbe ve ziyaret tepe” olarak bilinen tepede Malazgirt şehitleri olabileceğini değerlendirdikleri mezarlıklar tespit ettiklerini söyledi.
Yöre halkının da “Grabido” tepesi olarak adlandırdığı tepeyi dini bayramlarda ziyaret ettiğini kaydeden Çevik, şöyle konuştu:
“Halk, Malazgirt Muharebesi’nde Sultan Alparslan’ın kız kardeşinin buraya defnedildiğine inanıyor. Yazılı kaynaklarımızda, muharebede Alparslan’ın kız kardeşinin oğlunun şehit düştüğüne dair kayıtlar var.
Ağustosta yaptığımız yüzey araştırmasında 100’ün üzerinde mezar alanı tespit ettik. Bunun dışında 3 büyük türbe tanımlayabileceğimiz alanda var. Mezarlık alanının yerleşime yakın olmayan volkanik bir tepede olması ilginç. Müslüman mezarı diye değerlendiriyoruz.
Kaçak kazılarla açılmış mezarlarda insan kemiği kalıntılarına da rastlanılması bu alana odaklanmamız gerektiği izlenimini oluşturdu. Mezarların birbirine benzeyen boyutları aynı anda gömüldüğü izlenimi veren konumları da buraya odaklanmamız için bizi harekete geçirdi.”
Çevik, 14 Eylül’de başlattıkları 3. etap kapsamında başlattıkları sondaj çalışmalarının arkeolog ve antropologlar tarafından yürütüldüğünü aktardı.
Mezarları açtıklarında gömü alanlarının, yatış biçimi, ölüm sebepleri, üzerinde kıyafet olup olmadığı ve bunların muharebeyle ilişkisinin bulunup bulunmadığını laboratuvarda yapacakları karbon 14 testleriyle tespit edeceklerini anlatan Çevik, tespitlerin projenin ve araştırmanın boyutunu çok farklı bir yere yönelteceğini kaydetti.
“Savaşın nerede cereyan ettiği zamanla netleşecek”
“Çanakkale ve Sarıkamış şehitliklerimizden sonra Malazgirt gibi topraklarda varoluşumuzu sağlayan bu büyük zaferin şehitlerini, Alparslan’ın, Selçuklu’nun ve şehitlerimizin gömüldüğü alanı tespit etmek bizi çok heyecanlandıracak.” diyen Çevik, şöyle devam etti:
“Kesin bir şey söylemek için erken. Bu çalışmalar savaş alanının ve yerinin noktasal tespiti anlamında bize ip uçları verecek. Bu tepe Malazgirt’e hakim. Bu tepenin varlığı, Selçuklu ordugahının konumunu anlamamız açısından ipuçları verecek.
Yazılı kaynaklar, muharebenin doğu, güneydoğu ve güney istikametinde yaklaşık 150 kilometrekarelik alanda cereyan ettiğini bize gösteriyor. Yüzey araştırmaları da bunu destekliyor. Bu alanda savaşın nerede cereyan ettiği zamanla netleşecek. İkinci etap çalışmamızın ardından önceliği bu alana vermemiz gerektiği sonucuna ulaştık.”
“Geniş bir ekiple ilk kez Türkiye’de bir savaş arkeolojisi yapılıyor”
Alanda yürüttükleri sondaj kazılarının kesin sonucu vereceğinin altını çizen Çevik, konuşmasını şöyle tamamladı:”Bir aylık sürede elde edilecek bulguların, savaşla doğrudan ilgisinin olup olmadığı değerlendirmelerimizi kolaylaştıracak. 4 açmada çalışmalarımız devam ediyor. Bu artacak. Sondaj kazı boyutundayız. Malazgirt şehitlerinin olabileceği alanda çalışmalara başladık. Geniş bir ekiple ilk kez Türkiye’de bir savaş arkeolojisi yapılıyor. Drone ve lidar taramalarıyla üç boyutlu haritalarını çıkararak savaşı simule ederek, orduları yerleştiriyoruz. Dijital arkeoloji, bu tarihsel bilgiyi ete kemiğe büründürecek ve görünür kılacak.”
Milliyet