Her iş alanında olduğu üzere, bizim kulvarda da bilhassa teknik yöneticilik, bilgi-birikim-deneyim ister. Bu donanımlar apoletlerinizde yoksa, başarılı olmak hayalden öteye gitmez, gidemez.
Dememiz o ki, merdivenleri tek-tek çıkacaksınız, o denli ‘tepeden inme’ ile bu işler olmuyor!
Valla, şu son yıllarda geçmişte maçlarını izlediğim, onlara performansına nazaran yıldız verdiğim fotoğraflar, bugün teknik yönetici olarak karşımızdalar.
Hangisinden başlasak, isimlerini yazsak yerimize sığmaz, aklımıza gelmeyen ise gönül koyar.
Sergen Yalçın, Okan Buruk ve Erol Bulut ustalar ortasına giren ve başarılı bir grafik çizen hocalarımız.
Bu halkaya yeni bir isim eklemesek ayıp ederiz…
Hatayspor teknik yöneticisi Ömer Erdoğan… Yakinen tanırım, büyüklerine, küçüklerine saygılı, işine dört elle sarılan bir teknik adamdır.
Son şampiyon Başakşehir karşısında Hatayspor’un üç puan alması o denli talihle falan bedellendirilemez. Uzun soluklu bir emeğin karşılığını almıştır Ömer Erdoğan…
O denli doruktan inme teknik yöneticilik apoletini takmadı. Dünyanın sayılı teknik direktörlerininin yanında staj yaptı.
Örneğin Jurgen Klopp, Thomas Tuchel ve Guss Hiddink…
Artı Bayern Leverkusen, B.Mönchengladbach kulüplerinde antrenörlük ve idman seminerlerine katıldı.
Ömer Erdoğan’ın yaşı 43, İngilizce ve Almanca biliyor.
Başakşehir galibiyetinden sonra kendisini telefonla aradım, hayli sohbet ettik, maçla ilgili yorumları ve Hatayspor’un geleceğine yönelik kelamları epey mütevazıydı.
Düşünün son şampiyon Başakşehir’i yenmesine rağmen, kullandığı sözlere ihtimam gösteriyor Ömer Erdoğan…
Grubunda Özhan Pulat, Gökhan Zan, İsmail Hür, Mehmet Kale, Nihat Yüksel ve Coşkun Demir var, uzun müddetli bir birliktelik kelam konusu.
Mukavelen bir yıllık hocam;
“Sözleşmelerin müddeti çok kıymetli değil ağabey… İsterseniz 5 yıl yapın, şayet ortada muvaffakiyet yoksa, o mukavelenin bir manası kalmaz. Yani kısa müddet de kalabilirsiniz, uzun vakit da. Bunu da büsbütün muvaffakiyet belirler, bu da bir gerçek…”
Başarıda idarelerin de hissesi yadsınamaz hatırlatmasını yapıyoruz…
“Elbette çok değerli bir faktördür idare şurası. Doç.Dr. Onursal Liderimiz Lütfü Savaş hocamızı ve öbür yöneticilerimizle ahenk içindeyiz, çok şükür hiçbir düşüncemiz yok. Burada sahiden çok hoş bir idaremiz var. Bilhassa transfer süreci çok kıymetliydi. Idarenin bize inanması da çok pahalıdır. Transferleri daima birlikte yaptık, iyi isimleri de takımımıza kattık. Artı idaremiz amatör ruhla canla-başla çalışıyor, herkese teşekkür ederim. Allah utandırmasın…”
Ya teknik takımınız?
“Valla ağabey, şahane ve ahenk içinde çalışan bir takıma sahibim. Neredeyse hepsiyle üç yıldır birlikteyiz, bağlantımız çok iyi. Bir muvaffakiyet hikayesi yazacaksak ki, yazacağız, bunu daima birlikte başaracağız. Sonuçta bu oyun grup oyunudur, hoş bir takıma sahibim, bu manada da kendimi çok şanslı hissediyorum…”
Ortaya Başakşehir galibiyetine sıkıştırmazsak, ayıp ederiz; son şampiyonu yenmek, lige iyi başlamak;
“Valla ağabey, dedim ya bu iş takım işidir. Teknik takım olarak çok iyi hazırlandık, rakibimizin tahlilini eksiksiz yaptık. Oyuncu kümemizi performans ve fizikî olarak iyi hazırladık. Birinci etapta rakibimizin baskı yapacağını biliyorduk, evvel onları durdurduk. Kazandığımız toplarla atağa çıkıp, konum üretmek idi asıl maksadımız. Bunu da muvaffakiyetle yaptığımıza inanıyorum. Öbür bir avantajımız ise kadroda yer olan oyuncuların beş yıldır birlikte olmalarıydı. Yani birbirlerini iyi tanıyan, tamamlayan bir takıma sahibiz…”
‘İyi bir hoca olma adayıyım’
Hocam, bir çok ünlü teknik adamın yanında eğitim aldın, öbür deyişle staj yaptın, artık size usta diyebilir miyiz?
“İsterseniz usta demeyelim ağabey, iyi bir hoca olma adayıyım dersek daha gerçek olur. Tabi ki o pahalı teknik adamların yanında eğitim almak benim için büyük baht. Sonuçta teknik yöneticilik de eğitim isteyen bir branş. Yılmadım, onların yanına gittim, hem de birkaç kere, eğitimimi tamamladım. Artık, bilgi ve birikimlerimi Hatayspor’a yansıtma vakti. Bize güvenen lider ve idare konseyimizin yüzünü kara çıkarmamak için elimizden gelen uğraşı vereceğiz. Yarışmacı ve kadro içinde rekabet ortamı yaratacak bir takım kurduk. Bunun da karşılığını her geçen haftalarda alacağımıza inanıyorum…”
‘Kalıcı ve hoş işler peşindeyiz’
Şöyle bakıyorum, neredeyse bir ekibe yakın transfer yaptı Hatayspor hocam;
“Doğru söylüyorsunuz ağabey… Sonuçta Muhteşem Lig’e çıkmış bir Hatayspor var… Bu kulvarın ne kadar güç olduğunu iyi biliyoruz. Burada kalıcı ve hoş işler yapmayı hedefliyoruz. O denli laf olsun diye transferler yapmadık. Ligle ilgili geleceğe dönük öngörülerde bulunmak istemem, lakin idare, teknik takım, oyuncu gurubu ve de topluluk olarak hoş işlere imza atacağız, bunu da vakitle birlikte yaşayacağız, göreceğiz. Tablomuz çok hoş ve geleceğe de umutla bakıyorum açıkcası…”
‘Kasetten transfer bana ters’
Hocam görüyoruz ki, yeni transferleriniz adeta nokta atışı, bunu sırrı ne?
“Özellikle yabancı transferi risktir, o denli kasetlerden izlemek, benim anlayışıma aykırı. Biz aldığımız tüm oyuncuları canlı olarak izledik. Takımımda yer alan çalışma arkadaşlarımı çeşitli maçlara gönderdik. Örneğin Afrika Kupası’nı dahi izledik. Sağolsun idaremiz, kimi istediysek aldılar. Aldıklarımız o denli sağda-solda dolaşan isimler değil. Hatayspor’a bu güçlü maratonda güç katacak oyuncuları transfer ettik… Örneğin Monaco’dan Adama Traore, Stoke City’den forvet Mame Diouf…”
Türkiye Harika Lig’de Tarihe Geçen Seriler
Milliyet