Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) başkanlarına gönderdiği mektupta, Doğu Akdeniz’deki son gelişmeler nedeniyle Türkiye-AB alakalarının yeni bir sınama ile karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, “Türkiye, Doğu Akdeniz’in, tüm tarafların iş birliği yaptığı, hidrokarbon kaynaklarının hakça ve adil formda paylaşıldığı, barış ve istikrarın karar sürdüğü bir iş birliği bölgesi olmasını dilek etmektedir” dedi.
Doğu Akdeniz tansiyonunun ele alınacağı AB önderler doruğu bugün başlıyor. Erdoğan, tepenin planlandığı birinci tarih olan 24-25 Eylül öncesi AB başkanlarına hitaben Türkiye’nin Doğu Akdeniz konusuna yaklaşımını ve problemlerin tahliline yönelik tekliflerini aktardığı bir mektup kaleme aldı. Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Idaresi (GKRY) dışındaki AB üyelerine gönderilen mektupta Erdoğan, Türkiye-AB bağlantıları ve bu ilgilerin ilerlemesinin Türkiye için her vakit öncelik taşıyan hususların başında geldiğini ve süreçle ilgili AK Parti iktidarı periyodunda çok kıymetli aralıklar alındığını anımsattı.
İki ana amaç
Türkiye-AB münasebetlerinde 60 yılı aşan kuvvetli sınamalar yaşandığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti: “Son periyotta, Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmeler nedeniyle ilgilerimiz yeni bir sınamayla karşı karşıyadır. Bu mektupla sizlere, Türkiye’nin Doğu Akdeniz konusuna yaklaşımını ve sıkıntıların tahliline yönelik tekliflerini aktarmak istiyorum. Doğu Akdeniz siyasetimizin iki ana gayesi vardır. Birincisi, Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının milletlerarası hukuka uygun olarak, hakça ve adil biçimde sonlandırılması ve kıta sahanlığımızdaki hükümran hak ve yetkilerimizin korunmasıdır. İkinci amacımız ise Kıbrıs Türklerinin Kıbrıs Adası’nın eşit ortağı olarak, Ada’nın hidrokarbon kaynakları üzerindeki eşit hak ve çıkarlarının garanti altına alınmasıdır. Bu gayelerimiz çerçevesinde Türkiye, Doğu Akdeniz’in, tüm tarafların iş birliği yaptığı, hidrokarbon kaynaklarının hakça ve adil formda paylaşıldığı, barış ve istikrarın karar sürdüğü bir iş birliği bölgesi olmasını dilek etmektedir. Kömür ve çeliğin AB’nin çıkış noktasını oluşturduğu üzere, hidrokarbonun Kıbrıs’ta tahlile ve büyük AB’nin oluşumuna temel oluşturmasını diliyoruz.”
‘Müsebbibi değiliz’
Doğu Akdeniz’de devam eden gerginliğin müsebbibinin Türkiye değil, Yunanistan ve GKRY olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: “Bugün geldiğimiz duruma, Yunan-Rum ikilisinin Türkiye’yi ve Kıbrıs Türklerini yok saymaları, tek taraflı adımlar atmaları, oldu-bittiler yaratmaları ve AB’nin buna 2003 yılından beri seyirci kalması yol açmıştır. Yunanistan GKRY ile birlikte, Türkiye’yi Antalya körfezine hapsetmeyi hedefleyen, maksimalist deniz sonu savlarını (Sevilla Haritası) AB’yi kullanarak Türkiye’ye kabul ettirmeye çalışmaktadır. Bu sonların ulusal ve AB’nin dış deniz hudutları olduğunu argüman etmektedir. Türkiye ise Doğu Akdeniz’de hem kendi hem de Kıbrıs Türklerinin haklarını korumak için diplomasiye tartı vermiş, lakin diyalog ve iş birliği çağrılarımız sonuç vermeyince, alandaki adımlarını 7 yıl bekledikten sonra 2018 yılında atmaya başlamıştır.”
‘Diyaloğa hazırız’
“Bizim AB’den beklentimiz tarafsız kalması, herkese eşit davranması, diyalog ve iş birliğini desteklemesidir” diyen Erdoğan, mektubunda şu tabirlere yer verdi: “Doğu Akdeniz ülkeleri hidrokarbon programlarını ve faaliyetlerini süratle devam ettirirken, Türkiye’ye karşı şer ittifakları sürerken, Kıbrıs Türkleri yok sayılırken, Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip Türkiye’nin kendi karasularına hapsolmasını kimse beklememelidir… Hiçbir ülkenin hakkında gözümüz yok. Lakin hem kendi haklarımızı, hem de garantör ülke olarak, Kıbrıs Türklerinin haklarını koruduk ve muhafazaya devam edeceğiz”
‘Hakça ve adilce’
Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının memleketler arası hukuka uygun, hakça ve adil biçimde sonlandırılmasını savunduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti: “Yunanistan ile ön şartsız olarak diyaloğa hazır olduğumuzu bir sefer daha vurgulamak isterim… Öbür taraftan Kıbrıs Türkleri ile Kıbrıs Rumlarının, yıkılan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortak kurucuları ve Ada’nın ortak sahipleri olarak hidrokarbon kaynakları konusunda, hakça gelir paylaşımı dahil bir iş birliği sistemi tesis etmeleri gerekir. Bu türlü bir iş birliği düzeneğinin kurulması için, Kıbrıs sıkıntısının tahlilini beklemeye gerek yoktur. Doğu Akdeniz’de Kıbrıs Türkleri dahil tüm tarafları bir ortaya getirecek, kapsayıcı bir güç iş birliği forumu kurulmasının son derece faydalı olacağına inanıyorum.”
‘Kovid-19 ekosistemdeki bozulmanın yansıması’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM 75. Genel Şurası aktiflikleri kapsamında düzenlenen “Biyolojik Çeşitlilik Zirvesi”ne görüntü bildiri gönderdi. Erdoğan, Kovid-19 salgınının ekosistemdeki bozulmanın yansımalarından biri olduğunu belirterek “Ülkemizin orman alanını ve ağaç servetini çoğaltmak, biyolojik çeşitliliği geliştirmek, çevreyi korumak için önemli yatırımlar yaptık. CET Tohumu Projemizle, ülkemiz gen kaynaklarını oluşturan bitki çeşitlerini müdafaa altına aldık. Ayrıyeten biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilir kullanımı ve onarımına yönelik global gayretlere da dayanak veriyoruz. Önümüzdeki on sene, insanlığın yazgısını tayin edecektir” dedi.
Kuvet Buyruğu ile konuştu
Erdoğan, dün ayrıyeten yeni Kuveyt Buyruğu Pir Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah ile telefonda görüştü. Irtibat Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya nazaran, Erdoğan, iki ülke ortasındaki yakın iş birliğinin bölgede barış ve istikrar ortamının tesisine de katkı sağlayacağına inandığını lisana getirdi.
Milliyet
