Destici, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, koronavirüsle uğraş sürecinin, şu ana kadar uygulanan tedbirler sayesinde ve sürecin öbür ülkelere kıyasla hakikat yönetilmesiyle pek çok ülkede hüzünle izlenen hadiselerin Türkiye’de yaşanmadığını söyledi.
İsrail’in, İslam dünyasının; Ermenistan’ın ise Türk dünyasının kalbine saplanan bir hançer olduğunu söz eden Destici, Türkiye ile Türk dünyasının bağının kesilmeye çalışıldığını belirtti.
Azerbaycan’ın Karabağ’daki işgal edilmiş topraklarını kurtarma harekatının haklılığına işaret eden Destici, “Şu an ateşkes davetleri yapılıyor. Azerbaycan neyin ateşkesini yapacak. Bunun bir tek kaidesi ve şartı vardır; ya Ermenistan derhal işgal ettiği topraklardan çekilecek ya da işgal ettiği topraklar azad edilene kadar Azerbaycan harekata devam edecek.” diye konuştu.
“Dost ve kardeş ülke” tarifinin Azerbaycan’la bağlantıları tanım etmek için kâfi olmadığını vurgulayan Destici, “Azerbaycan’da yaşayan kardeşlerimizin, bizim için Erzurum’da, Kars’ta, Iğdır’da yaşayan vatandaşlarımızdan hiçbir farkı yoktur. Azerbaycanlı kardeşlerimiz, başlattıkları, topraklarını işgalden kurtarma ve Ermenistan’ın sivillere yönelik hücumlarına karşı vatandaşlarını müdafaa harekatına, sonuç alana kadar, milletlerarası telkin, tehdit, şantaj ve tavsiyelere aldırmadan devam etmelidirler.” dedi.
“BU ÇARPIKLIĞI DÜZELTMEK HEPİMİZİN MİLLETİMİZE KARŞI BORCUDUR”
Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) yönelik Destici, şu değerlendirmelerde bulundu:
“TTB, ‘Ermeni soykırımı’ palavrasının propagandasını yapan, ‘Hendek ayaklanmasında’ misyon yapan güvenlik güçlerinin operasyonlarının durdurulması için imza toplayan, Türk askerini ‘katliam yapmakla’ suçlayan, Özgürlük Platformu’nun kurucuları ortasında olan bir terör sevici geldi. Öncelikle, bu profildeki birinin, başında ‘Türk’ sözü olan bir kurumun rastgele bir yerinde olmaması gerektiğini, bu profildeki birinin Türk doktorlarını temsil ettiğini var saymanın, Türk tabiplerine hakaret olacağını tabir etmek istiyorum. Bu şahıstan, bu şahsın temsil ettiği zihniyetten, müttefiklerinden, temsilciliğini yaptıklarından çekincemiz filan yok. İtirazımız düşmanlığa değil. İtirazımız, Türklüğe, Türk Milleti’ne, Türkiye Cumhuriyeti’ne düşmanlık edenlerin, kamu imkanlarından faydalanmasına, düşmanlıklarını yaparken kamu imkanlarını kullanmasınadır. Bu çarpıklığı düzeltmek hepimizin, milletimize karşı borcudur. Bu borcu er geç ödeyeceğiz.”
“YASİN BÖRÜ’NÜN HESABI SORULMAYACAK MI?”
Destici, 6-8 Ekim 2014’te yaşanan hadiseleri anımsatarak şunları söyledi:
“Altı yıl sonra da olsa, devletin sorumlulardan hesap sormak için adım atması, hukukun misyonunu yerine getirmesi kıymetlidir. Bu birebir vakitte da bir gerekliliğin sonucudur. Unutmayınız ki, devlet yarına bırakır ancak yanına bırakmaz. Devlet uyumaz. Uyur üzere yapar lakin uyumaz. Uyursa devlet olmaz. Ölen ve yaralanan, mağdur edilen vatandaşlarımızın, güvenlik güçlerimizin, 7 Ekim günü kurban eti dağıtırken öldürülen şimdi 16 yaşındaki Yasin Börü’nün hesabı sorulmayacak mı? Sayın Kılıçdaroğlu bunun yanıtını versin. Yok, Demirtaş niçin içerdeymiş. ‘Siyasi görüşünü açıkladığı için biri insan niçin içerde tutulur’ diyor. Bizimle dalga mı geçiyorsunuz? Oy alma telaşınız ya da Cumhur İttifakı’na galip gelme, ondan fazla oy alma uğraşınız elbette siyasi olarak yanlışsız olabilir. Fakat bunu yapmak için terör örgütü, terör örgütünün uzantılarıyla, iş birlikçileri ile yan yana gelmemelisiniz.”
“GSM FİRMALARI ELLERİNİ DAHA FAZLA TAŞIN ALTINA SOKMALI”
Eğitimin, uzaktan TV ve internet üzerinden yapılmak zorunda kaldığı bu süreçte, internet hizmeti sağlayan GSM firmalarının ellerini daha fazla taşın altına sokması gerektiğinin altını çizen Destici, “Cumhurbaşkanımız, gereksinimi olan 500 bin öğrenciye tablet vereceğini açıkladı. Bunu yanlışsız buluyoruz. Devlet, imkanlarını burada zorlayarak, bu sayının 1 milyona çıkarılmasını birinci etapta biz BBP olarak teklif ediyoruz. Bu süreçte yeniden devlet, tablet ve bilgisayar üzere, eğitimde günümüz temel muhtaçlıkları haline gelen eğitim araçlarından alınan vergileri, süreksiz de olsa sıfırlamalıdır.” diye konuştu.
Destici, çeşitli sebeplerle 46 yıldır kapalı tutulan Maraş’ın, tekrar Kuzey Kıbrıslıların ve insanlığın hizmetine açılması kararını sonuna kadar desteklediklerini lisana getirdi.
“ERMENİSTAN’IN KARA BİR PROPAGANDASI”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik hücumları çerçevesinde Türkiye aleyhine yaptığı ihtiyati önlem başvurusu hakkında aldığı karara ait değerlendirmesi sorulan Mustafa Destici, “Bu öncelikle büyük bir palavra. Ermenistan’ın kara bir propagandası. Şu andaki Azerbaycan harekatını durdurmak için ortaya attığı bir iftira. Bugüne kadar Ermenistan’ı şımartanlar burada da halini göstermiş oldu. Bırakın adaletin yanında olmayı, işgalciye karşı çaba etmeyi, işgalciye ‘işgaline son ver’ demeyi, tam bilakis işgalcinin yanında yer aldıklarını da bu kararlarıyla göstermiş oldular.” sözlerini kullandı.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin askerinin orada olmadığını fakat her türlü takviyesi verdiğini kaydeden BBP Genel Lideri Destici, “Türk askeri cephededir. O Türk askeri, Azerbaycan Ulusal Ordusu’nun Türk askeridir, Türkiye Cumhuriyeti devletinin değil.” dedi.
Milliyet