Brüt taban fiyatın 3 bin liraya çıkarılmasını ve brüt yararın tamamının çalışana ödenmesini öneren Akşener, “İşverenimiz, çalıştırdığı taban fiyatlı vatandaşımızın, gelir vergisini ve SGK primini, devlete değil çalışanına versin. Devletimiz de çalışanımızın gelir vergisini ve SGK primini üstlensin” dedi.
Akşener, dün partisinin küme toplantısında özetle şunları kaydetti:
14 GÜNLÜK YASAK: (Kovid-19 salgını) Pandeminin ikinci dalgası Türkiye’ye değerliye mal oldu. Bu süreçte, laf kalabalığıyla günü geçiştirmek yerine, somut adımlar atılması gerekiyor. Milletimiz dün akşam (30 Kasım) Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını bekledi. Fakat o gitti, yeniden yarım yamalak tedbirler açıkladı. Siyasi hesaplarla, ürkek adımlar atıp, milletin sıhhatini, canını riske atmaya devam ediyorlar. Millet canının kederinde, ülkenin birliğinin sembolü olması gereken Cumhurbaşkanı, hala siyasi hengame peşinde. Gün, siyaset yapma günü değil. Gün, topyekûn gayret günü. Derhal 14 günlük sokağa çıkma yasağını uygulayın. Bunu yaparken de vatandaşımızın mağduriyetini önleyecek tedbirleri eksiksiz alın.
TAKİP EDECEĞİZ: (Türkiye ve Katar ortasında imzalanan anlaşmalar) Dünyanın alışveriş çılgınlığına sahne olduğu sırada, Türkiye’de bir diğer alışveriş çılgınlığı oldu. Yalnızca mağazalarda değil, Sayın Erdoğan ve Katar Emiri’nin huzurunda, çok daha büyük satışlar oldu. Biz yabancı sermayeye, ya da yatırımlara karşı değiliz. Fakat, gelişmiş ülkelerde, bu cins satışlar ya da yatırımlarla ilgili olarak kamuoyuna bilgi verilir. Devlet, ‘ticari sır’ maskesinin gerisine saklanmaz. O yüzden, bilinmeyen gizli, yangından mal kaçırır üzere yapılan bu mutabakatların akıbetini, dikkatle takip edeceğiz.
PATRONA DAYANAK: Brüt minimum fiyat 2 bin 943 lira. Gelir vergisi, SGK primi ve işsizlik sigortası fonu kesintileri yapıldıktan sonra çalışanımızın eline net, 2 bin 325 lira geçiyor. Minimum fiyatlı bir çalışanı istihdam etmek için, patronumuzun cebinden ise 3 bin 458 lira çıkıyor. Bizim teklifimiz şudur; Brüt taban fiyatı 3 bin liraya çıkarıp, minimum fiyatlı çalışanımıza brüt karının tamamını ödeyelim. Yani; patronumuz, çalıştırdığı minimum fiyatlı vatandaşımızın, gelir vergisini ve SGK primini, devlete değil çalışanına versin. Devletimiz de çalışanımızın gelir vergisini ve SGK primini üstlensin. Böylelikle, taban fiyatla çalışan vatandaşımızın eline, net 3 bin lira geçerken, patrona olan maliyeti ise 3 bin 458 lira olmaya devam etsin. Çalışanımızın eline geçen taban fiyatı, 2 bin 325 liradan 3 bin liraya çıkaralım lakin patrona olan maliyetini de artırmayalım. Taban fiyatın üzerinde maaş alan çalışanların da minimum fiyattan doğan SGK primini ve gelir vergisini devlet üstlensin. Bir diğer deyişle, devletimiz bütün çalışanlarının cebine, aylık 675 lira koysun ancak bu parayı patrondan almasın.
‘Milletin çıkarı artacak’
TÜKETİM ARTACAK: Milletimizin karı arttığı için, tüketimimiz de 112 milyar lira artacak, bu artışın ulusal gelirimize tesiri yaklaşık 450 milyar lira olacak. Bunun istihdama katkısı ise 1 milyon 550 bin yeni çalışan olacak. Üstelik, bu 1 milyon 550 bin yeni istihdamın, 1 milyon 164 bini kayıt dışından, kayıt altına geçen vatandaşlarımız olacak. Bu model, garantisiz çalışan 1 milyondan fazla vatandaşımıza, toplumsal güvenlik ve emeklilik hakkı sağlayacak. Teklifimizin bütçeye maliyeti, 71 milyar lira. Mesela, nedense bir türlü vazgeçemediğiniz Katar İstanbul projesinin, düşünülen maliyeti 25 milyar dolar, yani yaklaşık 195 buçuk milyar lira olacak. Bizim taban fiyat düzenlememiz, Katar İstanbul projesinin üçte biri kadar. Gelin, bu güç vakitlerde, ülkenin dar gelirli çalışanlarını, Katarlı dostlarınızın önüne koyun.
Milliyet
