Savlara nazaran; Kezban-Osman Y. çifti, 2009 yılında, o tarihte 16 aylık olan Y., isimli kız çocuğunu biyolojik baba Murat S.’den evlatlık aldı. 8 yıl evli kalan çift, 2017 yılında boşandı. Bir yıl sonra ise, Kezban S., Y.’nin biyolojik babası Murat S. ile evlendi. Şu an 13 yaşında olan Y., geçen ocak ayında gittiği anneannesinin meskeninde duyduğu çığlık sesi üzerine, “Benim çığlığımı kimse duymadı” dedi. Anneanne ile dedenin ne olduğunu sorduğu çocuk, üvey babası Osman Y.’nin 8 yaşından 10 yaşına kadar kendisine cinsel istismarda bulunduğunu anlattı.
BİRİNCİ DURUŞMADA TAHLİYE, İKİNCİ DURUŞMADA BERAAT
51 yaşındaki üvey baba gözaltına alınıp, tutuklandı. Balıkesir Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada kinci duruşmada beraat etti.
‘8 MART DÜNYA BAYANLAR GÜNÜ’NDE YIKILDIK’
Y.’ye annelik yapan Kezban.S., “Eşimden boşanınca ailemin yanına döndüm. Murat kızını görmeye geliyordu. 2018 yılında evlendik. Geçen ocak ayında, annemlere gittik. Komşumuzun konutunda bir olay yaşandı. Çocuk annesini dövmüş. Bayan çığlık atıyordu. Kızım Y., durumdan etkilenmiş. Annem ve babama; ‘O bayanın çığlığını duyduk fakat benim çığlığımı kimse duymadı’ diyor. Sonra başından geçen olayları anlatıyor. Çabucak Balıkesir’e geldik ve şikayetçi olduk. Osman Y., tutuklandı. Birinci duruşmamız 8 Mart Dünya Bayanlar Günü’nde görüldü. Çıkan tahliye kararıyla yıkıldık. Mahkemede neredeyse hiç çocuğun istismarı konuşulmazken, bizim Murat ile evliliğimiz lisana getirildi. Eşimi aldattığımı öne sürdüler. 22 Mart’ta görülen ikinci duruşmada da beraat aldı. Çıkan karara inanamıyoruz” dedi.
‘UZAKTAN DA OLSA ÇOCUĞUMUN MEMNUNLUĞUNU GÖRMEK İSTİYORDUM’
Biyolojik baba Murat S. de “İlk eşimden olan kızımı 16 aylıkken çaresizlikten evlatlık verdim. Çocuğumu evlatlık verdikten sonra da hasret ve hasret gidermek için görmeye gidiyordum. Bu benim için zordu lakin çocuğumun anne-babaya, sıcak yuvaya sahip olmasıyla kendimi teselli ediyordum. Çocuğumun uzaktan da olsa memnunluğunu görmek istiyordum. Babası olduğumu bilmiyordu. Sonra Kezban’la evlendik. Evlatlık verdiğim üvey baba tarafından, 8-9 yaşlarındayken cinsel istismara uğradığı ortaya çıktı. Baba olarak, çocuğuma yapılan bu istismar olayının aydınlatılmasını istiyorum. Öbür ailelerin de çocuklarının istismara uğramaması adına bütün devlet büyüklerimizden yardım bekliyorum. Kendimi tabir etmekte bile çok zorlanıyorum. Bu istismar olayına karşı pes etmeyeceğim. Kanımın son damlasına kadar, son nefesimi kadar bu davanın gerisindeyim. Ne olursa olsun, çocuğuma yapılanın cezalandırılmasını istiyorum” diye konuştu.
‘TAHLİYE KARARIYLA HUKUKSUZLUK BAŞLADI’
Sil Baştan Bayana Yönelik Şiddet ve Çocuk İstismarına Karşı Gayret Derneği’ndan avukat Tuğba Bolat ise birinci duruşmada verilen tahliye kararına dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Tahliyenin gerçekleştirilmesi olaydaki hukuksuzluğun başlangıcı. Kanıtların toplandığı münasebeti ile tahliye kararı verilemez. Verilecekse bile kararla birlikte, beraatla birlikte tahliye kararı verebilirsiniz. Aile, tahliye kararından sonra bize, derneğimize başvurup, hukuksal yardım almak istediklerini söyledi. Belgeye dahil olduk. Tabi Balıkesir’de her vakit olduğu üzere belgeye sunduğumuz müdahillik dilekçemiz kabul edilmedi. Sonraki duruşmada ise yalnızca bir şahit beyanı alındı. Annenin özel hayatına girildi. Savcı mütalaasında sanığın cezalandırılmasını, tutuklanmasını istedi. Kapalılık kararı olmamasına karşın içeri alınmadık. Avukat olarak en azından duruşmada bulunma hakkımız varken engellendi. Ortada istismara uğramış bir kızımız var. Beyanlarında hiçbir çelişki yok. Alınan hekim raporlarında da tespit edildi. Sanığın cezalandırılması gerekirken, beraatine karar verilmesi, bizim hayatımız da görmüş olduğumuz bir karar değil. Yani çok istisnai bir durum olması gerekiyor ki, beş dakikalık bir ortada sanığın beraatine karar verildi. Bu işin peşini bırakmayacağız, ailenin yanında olacağız.”
‘ÇOCUKLARA TIPKI TRAVMA YAŞATILMAMALI’
Balıkesir Barosu avukatlarından Faruk Akdağ da bahtsız bir yargılama süreci geçirildiğini söyledi. Akdağ, verilen tahliye kararıyla mağdur Y.’nin intihar teşebbüsünde bulunduğunu söz ederek, şöyle konuştu:
“Bu yaşananlar hastane raporlarıyla, kolluk tabirleriyle sabit olmasına rağmen, bunları belgeye ekleme talebimiz mahkeme tarafından kabul edilmedi. O celsede karar verildi. Meczuplar, tam olarak evraka yansımış değildi. Eksik incelemeyle verilen karar. Hem temele hem de hukuka ve yordama ters bir sonuç. Dernek olarak bu olayın takipçisi olacağız. Ailenin her türlü basamakta yanında olacağız.”
‘MAĞDURİYET GİZLENMEYE ÇALIŞILDI’
2018 yılında kurdukları Sil Baştan Bayana Yönelik Şiddet ve Çocuk İstismarı ile Çaba Derneği’nde istekli çalışan öğretmen Ayşegül Küçükafacan da bahisten karar duruşmasından bir gün evvel haberdar olduklarını söyledi. Küçükafacan, “Mahkemeden çıkan karar herkesi çok şaşırttı. Zira evrakın içi kanıt dolu. Çocuğun söylediği her şeyi destekleyecek, Çocuk İzlem Merkezi raporları var. Hem fizikî raporlar var hem yapılan görüşmenin raporu var. Bu raporlara karşın 8 Mart’ta tutuksuz bir yargılama gelmiş olması, hayret verici. 22 Mart’ta da beraat kararı verilmesi hepimizi mahvetti. Ne düşüneceğimizi şaşırdık. Dikkati öbür bir tarafa çekerek, insanların özel hayatlarına çekerek, çocuğun mağduriyetini gizlemeye çalıştılar. Burada mağdur olmuş bir çocuk var. 8 yaşından, 10 yaşına kadar istismara uğramış bir çocuk var. Bu çocuk nihayetinde bir çığlıkla yaşadığı durumu dışarıya yansıtabilmiş. Yansıttıktan sonra alınmış olan raporların hiç mi değeri yok? Burada çocuklar istismar edilecek, bunlar raporlara geçecek, mahkeme heyetleri bunların hepsini bir kenara alıp çöpe atacak, sonra da beraat kararları verecek. Çocuk İzlem Merkezi çocukların ikinci travmalarının önlenmesi için vardır. Çocuk İzlem Merkezi raporları varken, nasıl olur da tekrar çocuk duruşmaya çağırılır, hem de polis gönderilerek” diye konuştu. Küçükafacan, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Sivil toplum örgütlerinin davalarda müdahillik dilekçelerinin kabul edilmesi çok değerli. Bizler türel olarak bu ailelerden fiyat almadan istekli çalışırız. Avukatlarımız bir kuruş para almaz. İstekli olarak yanlarında olmak, hukuksal takviye sağlamak gayesindeyiz.”
Milliyet
