Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile Milli Savunma Üniversitesi Kuvvet Harp Enstitüleri 2’nci Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimi Mezuniyet Töreni’ne katıldı. Libya Savunma Bakanı Selahaddin Namroush’un da katıldığı törende Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mezun olan kurmay subaylara telefonda seslendi. Eğitimlerini başarıyla tamamlayan 137 subayı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurmay subay olarak görev yapacak mezunların ordunun gücüne güç katacağını belirtti. Milli Savunma Üniversitesi harp okullarının mezuniyetinin geçen pazar yapıldığını, kendisinin de törene katılarak yeni teğmenlerin mezuniyet sevincini paylaştığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, astsubay okullarının da yeni mezunlarıyla TSK’nın personel ihtiyacının karşılanmasına önemli katkı sağladığını söyledi. Modern kurmay eğitimi sisteminin 1847 yılından beri kısa fasılalar dışında kesintisiz çalıştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde Müşterek Harp Enstitüsü adıyla faaliyetini yürüten kurumun TSK’nın kurmay kadrolarını yetiştirmeye devam ettiğini belirtti.
Küresel düzeyde yeniden bir yapılanma sürecinde içinde olunan bu dönemde, kahraman ordunun caydırıcı gücüne her zamankinden daha fazla ihtiyaçlarının bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ordumuzun bu gücünün sahada en etkin şekilde kullanılmasını da kahraman Mehmetçiklerimiz, sözleşmeli er ve erbaşlarımız, astsubaylarımız, subaylarımızla hep birlikte sağlayacaklardır. Tüm bu mekanizmanın planlamasını, yönlendirmesini, kontrolünü, yönetimini de kurmaylarımız yönetecektir. Teknolojideki ilerleme askeri mücadele yöntemlerinin de değişmesini kaçınılmaz hale getirmiştir. Daha önemlisi asimetrik savaşın giderek yaygınlaşması klasik doktrinlerin ötesinde bir anlayışı ve mücadeleyi zorunlu kılmıştır. Türkiye, tüm alanlarda gerçekleştirdiği tarihi reformlarla bölgesel ve küresel güç konumunu her geçen gün daha da geliştirmektedir” diye konuştu.
‘BİZİM KİMSENİN TOPRAĞINDA GÖZÜMÜZ YOKTUR’
Türkiye’nin siyasi, ekonomik, askeri ve insani potansiyelini en üst seviyede kullandığı bir dönemden geçtiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Attığımız her adımda, gerçekleştirdiğimiz her harekatta, sergilediğimiz her kararlı duruşta ülkemizin kazanımlarının, milletimizin devletine verdiği desteğin artığını görüyoruz. Hamdolsun bugün artık eskisine göre geleceğine daha güvenle bakan, yaptıklarının arkasında daha sağlam duran, yapacakları konusundaki iradesini net bir şekilde ortaya koyan Türkiye var” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hep söylediğimiz gibi bizim kimsenin toprağında, hakkında, hukukunda, haysiyetinde gözümüz yoktur. Bizim tek talebimiz ve mücadelemiz kendi vatanımıza sahip çıkmak, kendi hakkımızı korumak, kendi hukukumuza riayeti temin etmek, kendi onurumuza saygı gösterilmesini sağlamaktır. Bunlar, Türk milleti ve onun bağrından çıkan ordusu için gerektiğinde canını verebileceği değerlerdir. Yaklaşık bir asır önce Anadolu işgal edildiğinde yedi düveli arkasına alarak istiklalimize ve istikbalimize saldıranları ya toprağa gömmüş ya denize dökmüştür. Türk milletinin bayrağına ve ezanına göz dikme hatasını yapanlar yaşadıkları bunalımdan çıkış yolu ararken üç başbakan, iki bakan, bir başkomutan idam etmişlerdir. Ümit ediyoruz bugün de aynı hataya düşmez, aynı bedelleri ödemezler.”
Bugün Türkiye’nin Irak’tan Suriye’ye, Doğu Akdeniz’den Libya’ya kadar uzanan geniş sahada askeri boyutu da olan tarihi bir mücadeleyi yürüttüğünü belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:
“Siyasi, ekonomik ve insani çerçeveden baktığınızda bu mücadele alanı Balkanlar’dan Kafkaslara Türkistan’dan Karadeniz’e kadar uzanıyor hatta Afrika ve Güney Amerika’yı da artık bu kapsamda değerlendirmemiz gerekiyor. İçinde yer aldığımız tüm küresel platformlarda insanlığın ortak hissiyatına tercüman olarak adalet talebinde bulunuyoruz. Kurmay subaylarımızdan, bu süreçleri en iyi şekilde okumalarını, politika tekliflerine dönüştürmelerini ve bağlı bulundukları kurumlar vasıtasıyla ilgili bakanlıklarımıza iletmelerini bekliyoruz.”
‘KALBİ VE GÖZÜ DIŞARIDA OLAN MANKURTLAR’
Diplomasinin giderek karmaşık hale geldiği şu dönemde her türlü katkının önemli olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sahada görev yapan askerlerimizin kahramanlığı, cesareti, kararlılığı ve becerisi, hepimizin en büyük moral kaynağıdır. Genelkurmay Başkanı’ndan erine kadar bu mücadelede yer alan tüm askerlerimize şükranlarımızı sunuyorum. Teknik analizleri ile bu sürecin hem mevcut durumunun hem geleceğinin çözümlenmesini yapan arkadaşlarımıza ayrıca teşekkür ediyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, içindeki darbeci unsurları, kalbi ve gözü dışarıda olan mankurtları, vatanı ile milleti ile bağı kopmuş lümpenleri temizledikçe Allah’a şükür daha da güçleniyor. İstiklal Harbimizden bu yana en büyük askeri operasyonlarımızı ve başarımızı son dört yılda kazanmış olmamız bu gerçeğin en açık ifadesidir. İnşallah kahraman ordumuz, önümüzdeki dönemde de sadece ülkesine ve milletinin hizmeti için çalışarak çok daha büyük zaferlere, çok daha büyük başarılara imza atacaktır. Geçmişten aldığımız dersler, geleceğimizi aydınlatan fenerler gibidir. Aynı hatalara tekrar tekrar düşmek ise asla bizlere yakışan bir durum değildir. Ordumuzun en kritik yönetim konumlarında görev alacak sizlerden bu şuuru ve anlayışı arkadan gelecek kadrolara da aşılamanızı bekliyorum. Rabbim yar ve yardımcınız olsun” dedi.
Konuşmasının sonunda, Milli Savunma Üniversitesi Kuvvet Harp Enstitüleri 2’nci Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimi’ni başarıyla tamamlayan subayları bir kez daha tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz’dan sonra ülkemize kazandırdığımız en önemli ve başarılı kurumlardan biri olan Milli Savunma Üniversitemizin Rektörüne, hocalarına özellikle teşekkür ediyorum. Milli Savunma Bakanımız ile Türk Silahlı Kuvvetlerimizin komuta heyetine ülkemize ve milletimize hizmetleri için teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Milliyet