Boğaziçi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü mezunu olan, evrimsel biyoloji üzerine eğitimini sürdüren ve şu anda da epidemiyolojik modellemeler üzerinde çalışmalar yapan Burcu Tepekule, HIV ve antibiyotik direnci üzerine çalışırken, koronovirüs salgınıyla birlikte bu alana yöneldi.
İsviçre’de karantinanın çok iyi uygulandığını belirten Tepekule sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim modellerimizin de gösterdiği İsviçre’nin karantinası yaklaşık yüzde 70-75 seviyede bulaşıcılığı düşürdü. Türkiye’ye baktığımızda bu oran yüzde 30-35 arasında seyrediyor. İsviçre’de vaka sayısı çok düştü ve normalleşme sürecine girdi. Ama çok ciddi takiple başladı. Türkiye’de normalleşme süreci başlıyor. Virüs bulaştırma katsayı çok hassas bir bantta seyrettiği için insanlar davranışlarını değiştirdiği anda yükseliyor. O yüzden tüm dünyada ikinci dalga söz konusu. Biz İsviçre’de bundan korkuyoruz ama ben açıkçası Türkiye için daha endişeliyim. Çünkü biz kalabalık bir ülkeyiz. Tablomuzun güzel gittiğine seviniyorum ama çok hassas. Şu anda herhangi bir gevşetmeyi tehlikeli görüyorum. Türkiye’de belli bir kesim evde kalmak için emek verirken bir kesim bunu önemsemiyor. Herkes çok sıkıldı, bunu anlayabiliyorum ama Ağustos’ta nefes almak istiyorsak Haziran’ı feda edelim. Şu anda uygulanan sokağa çıkma yasaklarını çok olumlu buluyorum. Şunu anlamak gerekiyor, bu işler birden sönmeyecek, o yüzden insanların aceleci davranmamaları gerekiyor.”
‘Gençler enfekte oluyor’
Türkiye’de vaka sayısının artışının gençlerin enfekte olduğunu ve insanların birbirleriyle daha fazla temasta bulunduğunu gösterdiğini dile getiren Tepekule, “Ölüm riski olmayan ama hastaneye gitmek ve bakım görmek zorunda olan insanlar enfekte oluyor. Bu oran arttıkça diğer insanları da enfekte edecek. Bu da bir noktada hem hastaneye yatış hem de ölüm oranlarına yansıyacak bir durum. İnsanlar bu şekilde temasta olmaya devam ederse vaka sayısı artacak, bu da sağlık sistemimizi yoracak” diye anlattı.
Milliyet