CHP, Devlet Sırrı Yasası’nın tekrar düzenlenmesini de istedi. Karaca’nın hazırladığı “Faili Meçhul Gazeteci Cinayetleri ve Cezasızlık” Raporu’nda; Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Muammer Aksoy, Musa Anter, Uğur Mumcu, Metin Göktepe, Hrant Dink, Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerine yer verildi.
Raporda, incelenen sekiz davaya ait yapılan tespitler üç başlıkta şöyle sıralandı:
– Gazeteci cinayetlerinde asıl failler yargılanmamakta yalnızca alt kademedeki güvenlik güçleri ya da tetikçiler yargılanmaktadır.
– Bu yargılamalarda ceza alt hududu en düşük olan cürümlerden ceza verilmektedir.
– Yargılamalar sonucunda ceza alan kamu vazifelisi ya da tetikçi bulunsa bile bu cezaların infazında ertelemeye gidilmekte ya da çıkarılan af maddelerinden faydalanarak failler hür kalmaktadır.
Raporda, faili meçhul gazeteci cinayetlerine ait tahlil teklifleri de şöyle sıralandı:
– Bu kabahatlerin zamanaşımına uğramasının önüne geçilmeli ve faili meçhul gazeteci cinayetleri insanlığa karşı hatalar kapsamında değerlendirilmelidir.
– Devlet sırrı yasası bu kabahatlerin aydınlatılmasına geçit verecek formda tekrar düzenlenmelidir.
– Devlet memurlarının yargılanmasını müsaadeye bağlayan yasalar üzere sorumluların hesap vermesini zorlaştıran yasalar kaldırılmalıdır.
– Kamuoyunun davalara takviyesini engellemeye yönelik dava nakli üzere uygulamalar terkedilmeli, soruşturmalar süratli ve faal bir halde yürütülmelidir.
– Hak ihlallerine karışan devlet görevlilerine işten el çektirilmeli, terfi ve taltif edilmeleri engellenmelidir.
– 12 Eylül askeri darbesinden bu yana gerçekleşen gazeteci cinayetlerini araştırmak için bağımsız bir Hakikat Kurulu kurulmalıdır. Komitede gazeteciler, sivil toplum kuruluşları, hak örgütleri, siyasi partiler ve mağdur yakınları yer almalıdır. Kurulacak Hakikat Komisyonu’nda toplumsal istişarenin en geniş tabana yayıldığından emin olunmalı, tüm bulgular basın yoluyla ve eşzamanlı olarak kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Her cinayetin kendine has özellikleri ve faillerin neden korunduğu duyurulmalı ve tanıklığı olanlara milletlerarası ölçekte davet yapılmalıdır.
– Mağdur yakınlarının devam eden acısına hürmet duyulmalı ve anma ve gibisi programlar düzenlemeleri engellenmemelidir.
– Basın özgürlüğü ile fikir ve tabir özgürlüğünü teminat altına alacak yasalar ve fiili uygulamalar hayata geçirilmeli, kolluğa, hakim ve savcılara bu özgürlüklerin korunması ile ilgili meslek içi eğitimler verilmelidir.
– Basını gaye gösteren siyasi üslup ve gelenekten vazgeçilmelidir.”
Milliyet