Mide kanserinin, helicobacter pylori, sigara ve alkol kullanımı, obezite, çok tuzlanmış yiyecekler, birtakım besin koruyucuları, yağda fazla kızartılmış yiyecekler ve genetik yatkınlık üzere risk faktörleri mevcut. Prof.Dr. Faysal Dane bu risklerin azaltılmasıyla mide kanserinin kısmen önlenebildiğini vurguladı.
Mide kanseri neden geç fark ediliyor?
Mide kanseri ülkemizde ve batı ülkelerinde ekseriyetle ileri evrede teşhis ediliyor. O denli ki hastaların fakat 3’te biri erken evrede teşhis alabiliyor.
Bunun nedeni ise hastalığın erken periyotta belirti vermemesi, mide kanserine bağlı şikâyetlerin hastalığa özgü belirtiler olmaması ve tarama yollarının az kullanılması.
Mide kanseri belirtileri nelerdir?
“Bu açıdan bakıldığında mide kanserinin sinsi ilerlediğini söylemek hakikat olur” diyen Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof.Dr. Faysal Dane, tümör ilerledikçe oluşan şikâyetlerin göz arkası edilmemesi gerektiği ikazında bulunarak, vakit kaybetmeden doktora başvurulmasını gerektiren 6 kritik belirtiyi “Geçmeyen bulantı-kusma, uzun süren mide ağrısı, çabuk doyma, kusarken kan gelmesi, yutma zahmeti ve kilo kaybı” olarak sıraladı.
Tedavi hastalığın evresine nazaran şekilleniyor
“Mide kanserinin tedavi başarısı kanserin hangi evrede teşhis edildiğine nazaran çok değişiyor.” diyen Prof. Dr. Faysal Dane, erken teşhisin her kanserde olduğu üzere mide kanserinde de çok kıymetli olduğuna dikkat çekti.
Prof.Dr. Faysal Dane hastanın nasıl tedavi edileceğinin hastalığın evresine nazaran değiştiğini belirterek, “Çok erken periyotta teşhis edilen az sayıdaki hastada tümörün ameliyatla adabına nazaran alınması kâfi olabiliyor.
Lakin tümörün mide duvarında ilerlemiş olması yahut etrafındaki lenf bezlerine yansıması durumunda hasta ve hastalığın özelliklerine nazaran ameliyat öncesi yahut sonrası ilaç tedavileri yapılması gerekiyor. Her hastada olmasa bile kimi hasta kümelerinde ayrıyeten kemoterapiyle bir arada radyoterapiye de başvuruluyor” dedi.
Prof.Dr. Faysal Dane hastalığın mide ve etrafındaki lenf bezleri dışında daha uzak bölgelere yansıması durumunda ise çoğunlukla kemoterapi, gayeye yönelik ilaçlar ve immünoterapi üzere ilaç tedavisinden faydalanıldığını söyledi.
İmmünoterapi tedavisinden çarpıcı sonuçlar
Kanser immünoterapisi, bedenin bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser hücrelerinin oluşumunu önleyen, denetim altına alınmasını yahut öldürülmesini sağlayan tedaviler olarak tanımlanıyor. İmmünoterapinin öteki kanser tedavilerinden farkı, kanser hücresine direkt tesir etmeyip, bağışıklık sistemini etkin hale getirerek tümöre saldırmasını sağlaması.
Günümüzde mide kanserinde immünoterapi tedavisinin aktifliği gerek tek başına gerekse kemoterapilerle birlikte ağır bir formda araştırılıyor. Bu araştırmaların sonuçları birkaç yıldır toplantılarda sunulmaya başlandı.
. Son olarak Eylül 2020’de yapılan Avrupa Tıbbi Onkoloji Kongresinde (ESMO) kemoterapiyle bir arada kullanılan immünoterapinin mide kanseri hastalarında tümörün küçülmesine katkı sağlayarak hastalığın ilerlemesini geciktirdiği, bu sayede ömür mühletini uzattığı açıklandı.
Mide kanseri tedavisindeki bu gelişmenin son derece değerli olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Faysal Dane, “Bugün elimizde var olan çalışma sonuçlarıyla hangi hastanın tedaviye yanıt vereceği tam bilinmese de, kimi testlerle bunları evvelden belirlemek ve hangi hastanın immünoterapi için iyi bir aday olduğunu varsayım etmek mümkün oluyor.
Hasebiyle bilimsel çalışmaların gösterdiği çarpıcı sonuçlar sonucunda tüm mide kanseri hastaları günümüzde immünoterapi açısından değerlendiriliyor” açıklamasında bulundu.
Milliyet
