İzmir Bayraklı ilçesine bağlı Adalet Mahallesindeki Cumhuriyet Sitesi C Blok’ta yaşayan Fatma Aladağ depreme, birinci kattaki evinde kendi çocukları Elif Neva (1), Yusuf Bahri (3), Zehra Işık (4) ve komşusunun kızı Merve (6) ile birlikte yakalandı.
Apartmanlarında sadece kendi dairesi çöken ve göçük altında kalan Aladağ’ın 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak yardım istediği anlar, merkezin görüşme kayıtlarına yansıdı.
Kayıtlarda 4 çocukla göçük altında kaldığını anlatan Aladağ, yerlerini görevlilere tarif ederek çok korktuklarını ve yardım beklediklerini anlatmaya çalışıyor. Yaklaşık 4,5 saat sonra göçüğün altından çocuklarla birlikte kurtarılan Aladağ, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
“EN BÜYÜK KORKUMLA SINANDIM”
Bina tamamen çökmediği için şanslı olduklarını belirten Aladağ, en çok korktuğu şeyin depremde enkaz altında kalmak olduğunu, yanında 4 çocukla korktuğunun başına geldiğini söyledi.
“Bu korkuyla sınandım.” diyen Aladağ, sarsıntı başladığında büyük bir panik yaşadığını, neler olduğunu doğru düzgün hatırlamadığını ifade etti.
Aladağ, “Ben mutfaktaydım telefonum yanımdaydı, çocuklar farklı odalardaydı. Onların hepsini nasıl bir araya toparladım deprem anında bilmiyorum. Hepsi yanıma geldiler, küçük kızımı kucağıma aldım, telefonumu nasıl yanıma aldım hatırlamıyorum. Dışarı çıkmaya niyetlendik. Baktım çok sallanıyor, ‘buradan dışarı çıkamayacağız’ dedim. Bir koltuğun yanına geçtik. ‘Çocuklar şuraya otursak mı’ dedim. Dememle bir anda tavan üstümüze çöktü.” diye konuştu.
“112’Yİ ARADIM ŞANSIMA İLK ARAMADA AÇILDI”
Aladağ, göçük meydana geldikten sonra hemen çocuklara baktığını ve yaşadıklarını görünce rahatladığını dile getirerek, o anları şu sözlerle anlattı:
“Sakin olmaya çalıştım. En büyük şansım telefonumun yanımda ve şarjının dolu olmasıydı. Önce eşimi aradım, ulaşamadım. Kayınvalidemi aradım ona da ulaşamadım. Sonra yanımdaki kızın annesi arkadaşımı aradım ona da ulaşamadım. Umudumu kesmeye başladım. ‘Bir de 112’yi arayayım’ dedim, şansıma ilk aramada açıldı. O bana bir umut oldu. 4 tane çocuk var, soğukkanlı olmam lazımdı. Daha sonra kendimize alan açmaya çalıştım. Betonu sırtlamaya çalıştım ama olmadı tavan komple üstüme çökmüştü. Açamadım tabii ki. Çocuklara ‘sakin olun’ dedim, telefonun el feneri ile ışık açtım. Onları bir taraftan rahatlatmaya çalıştım. Tabii bulunduğumuz yerde vitrin üzerimize düştü, yerde tabak ve bardaklar olduğu için bir yerleri kesilmesin diye özen gösterdim. Kızım ve oğlum olduğu yerden bir adım geride kalsa Allah korusun sonuç bizim adımıza çok kötü olurdu.”
“ÇOCUKLARIN MORALİNİ YÜKSEK TUTMAK İÇİN ŞARKILAR SÖYLEDİM”
Göçük altındayken her şeyden önce yanındaki 4 çocuğu düşündüğünü vurgulayan Aladağ, “Çok şükür karanlıkta sağı solu ararken elime oyuncak geçti. Oğluma araba verdim kızlara bebek verdim. Çok mutlu oldular oynamaya başladılar. Onların moralini yüksek tutmak için şarkılar söyledim. Sonra hep beraber dua etmeye başladık, ‘Allah’ım bizi koru, Allah’ım bizi kurtar’ diye. Arada sesler geliyor, çocuklar korkuyor, onları sakinleştirmeye çalışıyorum. Daha sonra yerimizi buldular. Çok şükür tek tek çocukları çıkardılar.” ifadelerini kullandı. “mucizelere inandım, beni dualar kurtardı”
Aladağ, mucizeler sayesinde kurtulduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Benim yaşadığım bir mucizeydi, şanslıydım 112’ye ulaştım. Bir şans da akrabalarımın beni çabuk bulması. Binanın komple çökmemiş olması ayrı bir şanstı. O andan beri göçük altında kalan herkese dua ediyorum. Hiç haberleri falan izleyemiyorum, sadece Elif bebeği duydum. O bir umut oldu. Allah kimseyi böyle şeylerle sınamasın. Soğukkanlı olmaya çalışıyorum. Çocuklarım da çok iyi değil ama onlara yansıtmamaya çalışıyorum. Tam anlamıyla boşalıp ağlayamadım. Çok şükür başka insanları gördükçe halimize şükrediyorum. Yakınlarımızdan, komşularımızdan vefat edenler oldu. Çok şükür ben mucizeye inandım, beni dualar kurtardı.”
Milliyet