Fenerbahçe – Galatasaray derbisini Spor Arena’ya kıymetlendiren Mustafa Denizli’nin yorumları şu halde;
Bütün Türkiye’nin merakla beklediği maç öncesi ferdî olarak iki ekibi karşılaştırdığımızda Fenerbahçe’nin Galatasaray’a oranla daha iyi olduğunu söyleyebileceğimiz bir derbiydi. Birinci yarıda her iki ekip için kısır bir oyun sergilendiğini söyleyebiliriz. Tahminen de bu yarının en kıymetli konumlarından bir tanesi Samatta’nın vurup Muslera’nın kollarında kalan bir yan toptu.
Birinci devrede bilhassa Nazım’la Galatasaray’ın sol tarafını zorlayan bir Fenerbahçe vardı. Ama burada temel sorun şu; Fenerbahçe’nin önde yer alan üçlüsü neredeyse birbirinin kopyası üzere.
Kolektif oyun anlayışı içerisinde yoklar. Birbirleriyle saha içi lisanı son derece uzak. Tek tek baktığınız vakit kişisel olarak iyiler lakin bir ortaya gelince üretkenlikleri son derece düşük.
MOHAMED GEÇEN YIL BENiM TREZEGUET’YE SORDUĞUM iKi OYUNCUDAN BiRiYDi
İkinci yarı heyecan ve durum bakımından daha zengindi. Bir sefer Fenerbahçe orta alanı kabul etmek gerekir ki Türkiye’deki en kalite yaratıcı ayaklara sahip futbolcularından heyeti. Bu, bir ekibin hem önde hem artta oynayan oyuncuları için büyük avantaj. Fenerbahçe bunu bir türlü kullanamıyor. Vakitle kesinlikle kullanacaktır. Galatasaray’ın attığı gol bir anımı aklıma getirdi.
Geçen yıl ben, başında bulunduğum ekibe almak için Trezeguet’e Mısır’dan iki futbolcu sormuştum. Bunlardan biri Mostafa Mohamed’di. Mohamed dün hem attığı golle hem yan toplardaki hakimiyetiyle Galatasaray’a büyük katkı sağlayacağını gösterdi.
GALATASARAYLI FUTBOLCULAR SAKiNDi
Oyuna baktığımız vakit kolektif olarak Galatasaray’ın Fenerbahçe’den çok daha iyi olduğunu söylemek lazım. Kimi final paslarını ve seçim yanlışlarını katarak bunu söyleyebiliriz. Sarı kırmızılı oyuncular daha sakindi ve daha kadro oyununu ortaya koyan bir anlayışları vardı.
Dün akşam ki maç şunu gösterdi… Bu sonuç uzaktan da yakından da olsa Trabzonspor’u da sevindirmiştir. Münasebetiyle üç tane büyük aday ve arttan gelen Trabzonspor. Lakin ruhsal olarak şu an en iyi durumda Galatasaray’ın olduğunu söyleyebiliriz.
TERiM’iN STRATEJiSi DAHA iYiYDi
Fatih Terim’in bu maç için oyun niyeti, başlama ve bitirme stratejisi Fenerbahçe’den daha iyiydi. Sonuçta koşullar ne olursa olsun bu maç 50 bin kişinin önünde olsaydı farklı bir atmosfer ve anlatış olacaktı. Futbolun en kıymetli ögesi olmayınca derbideki hoşluklar bile o ambiyansı yaşatmadığı için ortada kaybolup gidiyor.
Sonuçta geçen yıldan sonra bu yıl da Galatasaray, Kadıköy’de kazanma muvaffakiyetini gösterdi ve ‘Yarışın içinde en kıymetli ayaklardan biriyim’ dedi. Fenerbahçe kazansaydı 6 puanlık farkın kapanması çok kolay olmayabilirdi. Gerçi önümüzde uzun vadeli bir maç trafiği var. Lakin bu toplulukların galibiyetleri ruhsal olarak da avantaj sağlıyor. Benim bu maçtan sonra söyleyeceğim; Fenerbahçe takım yapısıyla, Galatasaray kolektif anlayışıyla, Beşiktaş ise kaybettiği 5 puana karşın bu yarışın içinde kıyasıya olacaklar.
FENERBAHÇE BAHTINI KULLANAMADI
Fenerbahçe kazansaydı çok kıymetli bir puan farkı yapacaktı ezeli rakibine karşı. Fakat bu talihi kullanamadı. İki maçta Galatasaray’a gol dahi atamadı. Ve artık puanlar eşitlendi. Dün akşam kaybeden Fenerbahçe kazansa Galatasaray’ın yanında Beşiktaş da olurdu. Oyun içerisinde Cüneyt Çakır’ın iki tane kartı atladığını düşünüyorum. Biri Serdar-Emre Kılınç, biri de Arda-Valencia durumlarında… Çakır’ın iki tane kartını söyledik fakat zorluk derecesi bu kadar yüksek bir maçtan muvaffakiyetle çıktığını söylememiz lazım.
Serdar Aziz’in Donk’a müdahalesini de Çakır kaçırmış olabilir lakin VAR hakeminin uyarması gerekirdi. Alışılmış şunu da göz arkası etmemek lazım…
Muslera’nın dönüşü yalnızca alanlara dönmesiyle ilgili ferdi bir hadise değil. O, bir ekibin psikolojisini üste çeken bir oyuncu olduğunu gösterdi.
Milliyet
