Bu sorunun bayanlarda erkeklerden daha çok görüldüğüne dikkat çeken Fizikî Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ahmet Dinç, “Eklemlerde hareket kısıtlılığı ve form bozukluğuna yol açmayan lakin kişinin ömür kalitesini değerli ölçüde düşüren fibromiyalji, uzun müddetli bakım ve dayanak gerektiren bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor. Nedeni tam aşikâr olmayan bu rahatsızlığın risk faktörleri ortasında aile hikayesi, travmalar, kazalar, romatizmal meseleler ve beslenme bozuklukları üzere birçok neden yer alıyor.
Teşhis koymak bazen güç olabilir zira hastalık için makul bir test bulunmuyor. Çoklukla anamnez ve klinik muayene ile teşhis konur. Bedenin sağ yahut sol yarısında, belin alt yahut üst tarafında 3 aydan uzun müddettir devam eden yaygın ağrı ve bununla birlikte omurga aksında da ağrının olması ve muayenede birtakım ağrılı noktaların tespiti ile fibromiyalji tanısı konur” tabirlerini kullandı.
Her bireyde farklı belirtiler ile kendini gösteriyor
Dr. Dinç, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Bu hastalık; yaygın ağrının yanı sıra, çok yorgunluk, baş ağrısı, uyku düzensizlikleri, bilişsel fonksiyon sıkıntıları, sabahları eklemlerde tutukluk, eller ve ayaklarda karıncalanma, uyuşma, huzursuz bacak sendromu, soğuğa yahut sıcağa hassaslık ve bağırsak sorunları üzere bireyden bireye farklı belirtiler ile kendini gösteriyor. Tanısı bazen sıkıntı olduğu üzere kesin bir tedavisi de yok. Tedavide şikayetlerin azaltılması, hayat kalitesi ve fonksiyonların korunması ve iyileştirilmesi hedeflenir. İlaçlar, fizik tedavi ve akupunktur üzere uygulamalar ağrıyı hafifletmemize yardımcı olurken, günlük hayata katılımınızı da daha çok artırır.
Tedavi yaklaşımına öncelikle ruhsal olarak başlanılması gerekiyor. Hastanın ailesi ile de bu süreçte kesinlikle irtibatta olunmalı. Hastaya hastalığının ‘gerçek’ olduğunu lakin biçim bozucu ya da sakat bırakıcı bir hastalık olmadığı anlatılmalıdır. Hastanın mekanik gerilimlerden kurtulması ile tedavi başlar. Daha sonra hem ağrıyı artırmaları hem de kasları güçsüzleştirmeleri nedeniyle alkol ve sigara üzere ziyanlı alışkanlıkların azaltılmasına çalışılmalıdır. Fazla kafein alımı uyku kalitesini bozar ve hastanın yakınmalarını artırır. Tedavide hastaya kimi davranış değişikliklerinin öğretilmesi gerekir. Hastalara gerilim ve çok heyecandan uzak durmaları söylenerek gerginlikleri azaltılmaya çalışılmalıdır. Bunun yanında sistemli ve yavaş bir halde fizikî aktivitenin artırılması, hastanın yapabileceği spor aktivitelerine yönlendirilmesi de büyük kıymet taşır. Fibromiyalji tedavisinde varsa hastanın fazla kilolarından kurtulması ve sağlıklı bir beslenme sistemine geçmesi de yararlı olmaktadır. Bu maksatla gerektiğinde diyetisyen takviyesi de sağlanmalıdır.”
Tedavi süreçlerinde fizik tedavi büyük değer taşıyor
Fibromiyaljili hastaların kas gücünde ve kondisyonunda azalma olduğu bilindiğine dikkat çeken Dinç, “Kondisyon düşüklüğü de kasların mikrotravmalardan etkilenme riskini artırarak ağrı ve yorgunluğa neden olmaktadır. Bu yüzden tedavinin en kıymetli modülü fizik tedavi seansları ve antrenman programlarıdır. Fizik tedavide sıcak uygulama, TENS yahut interferans üzere ağrıyı azaltmaya yönelik akımlar, ultrason, lazer, hilterapi, kupa tedavisi, masaj, bantlama, kuru iğneleme, tetik nokta enjeksiyonları, mobilizasyon ve manipülasyon uygulamaları yapılabilir. Kaplıca tedavisi ile ağrı eşiğinde ve ağrılı nokta sayısında azalma ve ömür kalitesinde artma sağlanabilir. Ozon tedavisi, akupunktur, hipnoz, klinik pilates ve meditasyon teknikleri (Tai-Chi, Yoga) fibromiyalji hastalarında tedavinin bir modülü olarak hastanın klinik durumu ve şartlarına uygun olarak uygulanabilir” diyerek kelamlarını tamamladı.
Milliyet
