Ömer Çelik’in açıklamalarından satır başları şöyle:
Bütçe görüşmeleri kapsamlı bir formda bedellendiriliyor.
TERÖRLE GAYRET
Polisimizin, jandarmamızın, silahlı kuvvetlerimizin kendi bölgelerinde yürüttüğü gayret devam ediyor. Terörle uğraştaki uğraşlı mücadele kesintisiz bir formda devam ediyor. Suriye örneğinde gördüğünüz üzere terör örgütü her türlü kılığa girebilen bir yapıya sahip.
PKK terör örgütü bölge için ana istikrarsızlık ögesi olmaya devam ediyor. Suriye’nin kuzeyinde DEAŞ ile uğraş ismi altında yerleşmeye çalışıyorlardı. Fırat Kalkanı ve başka harekatlar olmasaydı bugün bir terör devletçiği kurulmuş olacaktı. Türkiye Kobani’deki kardeşlerine kapısını açarak onları mevtten kurtarmıştır. PKK yerleşik tüm halklara düşmanlık yapıyor. Güvenlik güçlerimize teşekkür ediyoruz. Terör örgüte ile gayret hiçbir gevşeme olmadan 7 24 kesintisiz devam edecektir. DEAŞ ile hakikaten uğraş eden güç Türk Silahlı Kuvvetleridir. Birilerinin PKK terör örgütünü yasallaştırmak için DEAŞ’ı kullanması bu ikili standardın örneğidir. Yeri geldiğinde PKK’lıların DEAŞ militanlarını özgür bıraktığını gördük.
KORONAVİRÜS SALGINI
Türkiye aktif bir gayret ortaya koydu. Bugün tekrar çeşitli açıklamalar oldu. Bekleneceği üzere CHP’den açıklamalar geldi. Onlardan bir hakkaniyet beklemiyoruz. Öbür bir paralel cihanda yaşıyorlar. Artık ortaya çıkan haberler; bu virüsün mutasyona uğradığını biçiminde kıymetlendirme konusu oldu. Ülkemiz de İngiltere, Danimarka, Hollanda ve Güney Afrika ile uçuşlarını durdurdu. Gerekli tüm önlemler alınacaktır. Önlemlerin alınmasıyla sayılar da düşmeye başladı. Sıhhat çalışanlarımız çok büyük fedakarlık gösterdi, göstermeye devam ediyor. Onların statüleri için çalışmaların hızlandırılması bizim de takip ettiğimiz bir mevzu.
Maske ara ve paklık, zarurî olmadıkça konuttan çıkmamak formunda çaba edeceğiz. Herkese bir defa daha arz ediyoruz lütfen bu yasaklara ve kullara tam olarak uyarak, sıhhat sisteminin üzerindeki yükün azalması için çaba gösterelim.
AZERBAYCAN’IN KARABAĞ ZAFERİ
Azerbaycan zaferi sonrası yaşanan gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Azerbaycan’ın kendisine ilişkin olan topraklarını yine alması birçok ülkeyi rahatsız ediyor. Bizce geçersiz tehditler savuranlar var. Son olarak Belçika’nın aldığı bir karar oldu. Bu karar tasarısının hiçbir kararı yoktur. Haksız ve hakkaniyetsiz bir tasarıdır. Gayrimeşrudur. Belçika mahkemelerinin daha evvel PKK ile aldığı kararlar da yeniden ortadadır. Hukuksal bir motivasyonla hareket etmediklerini ortaya koyuyor. Minsk kümesi içinde Fransa’nın Türkiye zıddı pozisyonlandırmaya çalışan bir tavrı var. Türkiye nerede duruyorsa onun tam karşısında konumlanmaya çalışıyorlar. Radikalizmin, saldırganlığın Ermenistan’ı getirdiği yer, net bir biçimde çöküştür.
Türkiye’nin büyük mirası açısından sevindiren haberler var. UNESCO’nun temsili listesine Türkiye’nin yaptığı katkı 20’ye ulaştı. Minyatür sanatı ve Mangala oyunudur. somut olmayan kültürel miras olarak UNESCO tarafından kabul edildi. Değerli bir mevzu. Emeği geçen arkadaşlarımıza teşekkür etmek istiyoruz.
KILIÇDAROĞLU’NUN AÇIKLAMALARI
Kılıçdaroğlu’nun tehdit sırası, çiftçilere gelmiş. Daha evvel çalışanlar, daha sonra öğretmenleri tehdit etmişti. Artık sıra çiftçilere gelmiş.
Lakin artık bunlar yadırganmaz hale geldi. Bir grup siyasetleri eleştirebilir. Tenkit ile hasımlık ortasına düzgün çizgiler çekilirse eleştiri
demokrasinin olmazsa olmazıdır. Bu siyaset biçimi sağlıklı bir siyaset usulü değil. Sonra çıkıp kutuplaşmadan bahsedeceksiniz. Bir partinin siyasetlerini diğer, oy veren vatandaşları tehdit etmek öteki. Kullandığı zehirleyici bir lisan. Hiç kimse milletin üstünde değildir. Memleketin sahibi millettir.
SORU – YANIT
(Muhalefetin dış siyaset eleştirisi) Her ülkenin dışişleri bir geleneğe bağlıdır diye bir şey yoktur. Türk hariciyesi dünyada sayılı gelenekler ortasındadır. Türk Hariciyesi için söz kanalları açıldı. En verimli devirleri bizim dönemimizdedir. Gurur duyuyoruz. Türk hariciyesinde devrimci adımlar atıldı. Şunu söylüyorlar, ‘Bazen siyasilerden büyükelçi atanıyor’. Türkiye demokratik bir cumhuriyet, bürokratik bir cumhuriyet değil. Alışılmış siyasi irade siyasilerden de atar, iş adamını da atayabilir, Türk diplomatlarından da faydalanabilir lakin bu hariciyenin yapısının bozulması manasına gelmiyor.
(Çıplak arama iddiası) Bizim devrimiz azaba sıfır toleranstır. İnsan haysiyetini ayaklar altına alan her türlü şeyin karşısındayız.
Ellerinde bilgi evrak varsa üstüne gideriz. İftira sistemine dönüşmüş kimi hesaplar var. Arama prosedürleri AİHM ve AYM kararlarına, başka içtihatlara uygun yapılıyor ve her gün denetleniyor.
(Bahçeli’nin HDP açıklamaları) Sivil siyasetin gücünün korunması, parti kapatmayı zorlaştıran sistemi bizim getirdiğimiz bir şeydir. Burada temel olan vatandaş iradesinin siyasete tam olarak yansımasıdır. Bir parti hukukun dışına çıkıyorsa ve bunu açıkça söylüyorsa, bu durumda demokratik sistem çaresiz değildir. Diyelim bir siyasetçi bir parti kurdu, diyor ki ‘DEAŞ terör örgütü değildir, biz sırtımızı DEAŞ’a dayadık’ diyor. Buna susulacak mı? Partilerin misyonu demokrasiyi korumaktır. MYK’da rastgele bir kıymetlendirme yapılmadı ben size genel çerçeveyi çiziyorum.
(CHP’de taciz iddiaları) Taciz sıkıntısında geçen hafta susmayın demiştik. Artık kurumsal bir suskunluğa dönüştü. Bu olaylar karşısında susulmasının siyasi ahlak açısından kabul edilemez olduğunu söylüyorlar. Bayan onuru karşısında susanın siyasi ahlaktan bahsetmesi kelam konusu olabilir mi? Mağdurlar zulme uğramış. Biz size mağdurun adresini ismini verin demiyoruz. Siz mağdurun hakkına sahip çıkmadığınız vakit asıl travmayı yaratıyorsunuz.
(AİHM’in Demirtaş kararı) AİHM kararı sıcak bir karar. Gerekçeli karar 100-150 sayfalık bir karar. Hukuk sistemimiz kıymetlendirecek. Buna nazaran bir yaklaşım geliştirilecek.
(İBB’nin Şebiarus Töreni’nde Kur’an-ı Kerim’in Türkçe okunması) İbadet lisanıyla oynamaya çalışmak hakikaten insanın zihninde bir İstiklal Mahkemesi olmasıyla lakin açıklanabilecek bir şey.
(Muhalefetin parlamenter sistem yorumları) Birisi çıkıp, parlamenter legaldir, başkanlık gayrimeşru diyorsa cahilane bir cümle kurar. Anayasanın üzerinde kırmızı kitapların olduğu periyotlar var. Herkes sistemin koalisyonlarından yakınıyordu. Ben bunların yalnızca bir siyasal hareket olarak kullanıldığını görüyorum. Emel sistem tartışması yapmak değil, eleştirel bir alan açmak. Sonra diyorlar ki bir masa kuralım oturalım, konuşalım. Masaya oturmasını istediklerinizden biri Türkiye’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı’na diktatör diyor. Arzu ettikleri, sistem tartışması yapmak değil, büsbütün Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini savunmasına karşı eleştirel bir alan açmak.
Milliyet
