Cumhurbaşkanı Erdoğan, “200 milyon liralık bir yatırımla hayata geçen ve yılda 40 bin şahsa 400 bin saat fiyatsız eğitim verebileceğimiz bu merkezle inşallah rekabetçi teknoloji alanında yeni bir çığır açacağız.” dedi.
“Salgın koşullarına karşın ne özel dalımız ne de kamu kuruluşlarımız yatırımlarına orta verdi.” diyen Erdoğan, “Firmalarımız salgın periyodunda kaliteli eserleriyle rekabetçi fiyatlarıyla hepsinden değerlisi güvenilirlikleriyle öne çıktı. İnşallah dünya genelinde salgının tesirleri azalıp, taşlar yerli yerine oturdukça, Türkiye’nin yakaladığı ivmenin suratı daha da artacaktır” açıklamasını yaptı.
“Müteşebbislerimizi bürokrasinin ataletine bırakmadığımız üzere faiz lobisinin acımasızlığına da hiçbir vakit terketmedik.” tabirini kullanan Erdoğan, “Birileri istemese de biz 3 kıtanın merkezi Türkiye’yi global bir üretim ve teknoloji merkezi haline dönüştürmeye kararlıyız.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle;
Aziz milletim, iş dünyamızın hürmet paha üyeleri, değerli konuklar sizleri en kalbi hislerimle hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Bu manalı program sebebiyle siz sanayicilerimizle olmaktan memnuniyet duyuyorum. 30 Ağustos zafer bayramının arefesinde bu türlü bir merasimi yapmak sahiden bizler için çok çok büyük mana taşıyor. Allah’ın ayı olarak tanım ettiği Muharrem ayına ulaştıran Rabbimize hamd ediyorum.
Biraz sonra teknoloji odaklı sanayi atılımı programının sonuçlarını paylaşacak, 40 fabrikamızın resmi açılışını gerçekleştireceğiz. yeniden kendi alanında dünyada tek olan MESS teknoloji merkezinin ülkemize kazandırmanın haklı gururunu yaşayacağız. Bu merkezle inşallah çığır açacağız. Merkezimizin değerli bir gereksinimi gidereceğine inanıyorum.
Her ne kadar salgın hepimiz için kimi zorlukları getirse de iş dünyamızın önünde yeni fırsat kapılarının açılmasına da vesile oldu. Endüstrisi, üretim kapasitesi, coğrafik pozisyonu, güçlü sıhhat ve ulaşım altyapısıyla Türkiye bu arayışların en beğenilen ülkelerinin başında geliyor.
Salgın devrinde birçok firmamız kısıtlı pazar hissesi olduğu ülkelere açılma imkanı buldu. Birileri istemese de Türkiye’yi global bir üretim üssü haline getirmekte kararlıyız.
Esnafımızı, sanayicimizi, çiftçimizi, emekçimizi yüksek faiz yükünün altında asla ezdirmedik. Âlâ çalışılmış özgün ve öncü teşvik sistemiyle sürekli üreticimizin yanında olduk. Kısa müddet evvel teşvik sistemimizde yapısal bir ıslahata imza atarak ilçe bazlı bir teşvik sistemini hayata geçirdik. AR-GE harcamalarının ulusal gelirimizdeki hissesi tarihimizde birinci kez yüzde 1’in üzerine çıktı.
Organize Sanayi Bölgesi sayısını 193’ten 321’e çıkararak ülkemizin üretim kapasitesini sağlamlaştırdık. Organize Sanayi Bölgesi olmayan ilimiz kalmadı.
Şayet salgın periyodunda hiçbir hususta arz ıstırabı çekmediysek işte bu güçlü üretim altyapısı sayesindedir. Dünyanın en varlıklı ülkelerinde sıhhat işçisinin bile maskeye ulaşamadığı günlerde biz yerli teneffüs aygıtını üretim bandından indirmeye başardık. 60 yıllık hayalimiz olan Türkiye’nin Arabası fabrikası temellerini yeniden bu periyotta attık.
Cuma günü; İç Anadolu bölgemizin en kritik projelerinden Ankara – Niğde Otoyolunu milletimizin hizmetine sunacağız. Zorluklara aldırmadan büyük ve güçlü Türkiye için koşacağız, koşturacağız, var gücümüzle çalışacağız. 2002’de başlayan hizmet seyahatimiz asla dikensiz bir gül bahçesi olmadı. Gazete manşetleriyle, siyaseti dizayn eden medya ile uğraş ettik. DEAŞ’ından PKK’sına DHKPC’sine kadar terör örgütleriyle uğraş ettik. Çapulcularla uğraş ettik. Devletin namuslarına emanet ettiği topu tankı millete karşı kullanan FETÖ’cü hainlerle uğraş ettik.
Attığımız her adımı yargı yoluyla engellemeye çalışan çapsız muhalefetle çaba ettik. İnsanımızın birlik, beraberliğine kast eden mezhepçi fanatiklerle gayret ettik. Üretmeden, ter dökmeden servetine servet katmaya alışmış faiz lobileriyle çaba ettik. 18 yıl boyunca ülkemiz, milletimiz ve işte bugün burada olduğu üzere Türkiye’nin refahı ve kalkınması için yatırım yapan siz iş adamlarımız için çaba gösterdik.
18 yıl önce IMF’Siz adım dahi atamayan Türkiye, bugün dünyanın en büyük 13’üncü ekonomisidir. Hastalarını rehin alan bir ülkeyi, dünyada parmakla gösteren bir sıhhat sistemiyle biz tanıştırdık. İHA’larda dünyanın en ileri teknolojisine sahip 4-5 ülkeden birisiyiz. Kalkınma yardımlarında ulusal gelire oranla yeniden birinci sıradayız.
Bir devir siyasi istikrarla konuşulan bir ülkenin, bugün başarılarıyla, Karadeniz’deki doğal gaz keşifleriyle, Doğu Akdeniz’deki sismik araştırmasıyla gündeme gelmesi çabanın ve inancın bir sonucudur. Devlet, millet sırt sırda verdikçe ülkemizin bu muvaffakiyet grafiği yükselmeye devam edecektir. Türkiye olarak yalnızca kısa vadeli amaçlara değil, orta ve uzun vadeli projeleri de bilhassa ele almamız lazım.
“TARİHİ BİR ADIM ATIYORUZ”
Tarihi bir adım atıyoruz. Bu program kapsamında, ülkemiz için kritik kıymete sahip eserleri tespit ettik. Ayrıyeten robotik, ileri gereçler, çip teknolojisi, elektrikli ve insansız ulaşım sistemleri üzere bahislerde argümanları ortaya koyduk. Programımızın birinci davetini, sanayi için stratejik kıymete sahip makine bölümüne yapmıştık. Kesime düzey atlatacak 10 projenin takviyesini tamamladık. Projelerin AR-GE’sini TÜBİTAK, yatırım harcamalarını KOSGEB finanse ederken, bakanlığımız da devlet dayanaklarını verecek.
10 projenin ayrıntılarına da kısaca değinmek istiyorum. Atlas firmamız, bina ısıtmasında kullanılan motor, şoför kartı ve pompa aksamlarını birinci sefer ülkemizde üretecek. Dirinler firmamız, büyük ebatlı rüzgar tirbün materyallerini üretecek ve 5 yılda 329 milyon liralık katma kıymet oluşturacak. Ermaksan, dünyada 800×800 milimetre üretim kapasitesine sahip büyük boyutlu eklemeli imalat makinasını üreten ikinci firma olacak.
WAT motor şirketi, servo motor sistemlerini geliştirecek. Durmazlar Makina, ultra süratli lazerler ve eklemeli imalat makinalarında kullanılan tek modlu lazerleri üretecek. Akım metal CNC kadro tezgahlarını hem geliştirecek hem de seri üretimini gerçekleştirecek. İğrek Makine yüksek teknolojili CNC ekip tezgahlarını yerli ve ulusal kaynaklarla imal edecek.
Polat Makina muhteşem kritik akışkan sistemlerin seri üretimini gerçekleştirecek. Böylece teknolojik olarak dışa bağımlı olduğumuz bu sistemler yerli ve ulusal olacak. Dualus firması, savunma sanayiinde sıklıkla kullanılan bilya vidalı milleri üretecek. Bu bilyalar, güdümlü mühimmatların olmazsa olmazlarıdır. Bu 10 projeye yakında yenilerini dahil ederek 2 milyar TL’nin üzerinde sabit yatırımı makina bölümüne kazandıracağız. Atak programını ulaşım araçlarını, kimya, eczacılık, elektronik üzere öteki dallarda gerçekleştireceğiz. Böylelikle yılda yaklaşık 30 milyar dolar cari açık verdiğimiz bir eser kümesini yerlileştirmiş olacağız.
Bugün MESS teknoloji merkezini hizmete almanın ve teknoloji odaklı sanayi atağı programını açıklamanın yanında, farklı bölümlerde 40 fabrikanın açılışını yapıyoruz.
4 bin vatandaşımıza direkt, on binlerce insanımıza dolaylı istihdam oluşturan şirketlerimizin her birini tebrik ediyorum. Teknoloji Odaklı Sanayi Atağı Programı’ndan faydalanacak şirketlere muvaffakiyetler diliyorum. Siz o denli bir adım atıyorsunuz ki; bir, bir kez artık ülkemizin ihracat potansiyelini artıracak lakin ithalatı da önemli manada azaltacak bir adımın banilerisiniz. Ve ‘biz bize yeteriz’ projesinin birebir vakitte sizler mimarı olacaksınız. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyor kalın sağlıcakla…
Milliyet