Türkiye Futbol Federasyonu, dün kulüplerin 2020-2021 dönemi harcama limitlerini duyurmuştu. Bu limitlerin açıklanması üzerine Fenerbahçeli taraftarlar reaksiyon göstermiş, sarı lacivertliler de resmi internet sitesinden hususla ilgili bir açıklama yayınlamıştı.
Fenerbahçe Idare Konseyi üyesi Alper Pirşen de harcama limitiyle ilgili TFF’ye sert tenkitlerde bulunan isimler ortasında yer aldı. Pirşen resmi twitter hesabından şu tabirleri kullandı:
“Limit krizi 1,5 yıldır uğraştığımız ve maalesef mevzuyu anlayan muhatap bulamadığımız bir garabet. Limitlerle ilgili mantığı, şu an çok şişkin futbol piyasamızı yavaşça söndürmek yerine, patlatmak üzerine kurdular. Hasebiyle zayıflama denen şey, vefat diyetine dönüştü. Örnek alınan modelin tüm mantığı ve kimyası bozularak gecekondu bir düzenleme yapıldı. Bu düzenlemeyi yapanlar, finans ne kadar bilirler takdir edemem lakin hukuk ve spor bilmediklerini basitçe söyleyebilirim. Şu anki yapıda bir oyuncu tescil edebilmek için evvel limitin altına kadar tüm oyuncu kontratlarından kurtulup, sonra da ulaştığınız sayıyla limitiniz ortasındaki fark kadar maliyetle oyuncu tescil edebiliyorsunuz. Pekala mevcut oyuncu kontratlarından kurtulmak nasıl mümkün olacak?
‘İki senede yüzde 30’dan fazla küçülmüşüz’
Bir futbolcu kendi gitmek istemedikçe mukavelesinden çıkmanın maliyeti kontrat bedeli kadar. Münasebetiyle istesen de bir anda küçülmek mümkün değil, ki biz Fenerbahçe olarak esasen sportif ıstıraplar değerine iki senede %30’dan fazla küçülmüşüz.
Şu anda 5 tane Eljif üzere yetenek bulsak, toplam maliyetleri mevcut bir oyuncumuzun mukavelesi kadar ve potansiyel getirileriyse 80-90 milyon euro desek, biz bu potansiyel pahalara lisans çıkarıp oynatıp satamıyoruz.
Altyapıya yöneldim genç 3-4 oyuncumu makul sayılarla profesyonel yapayım desen yeniden birebir kaygı, kaldı ki altyapı ucuz futbolcu kaynağı değil, yüksek aidiyetli bedel demek (Barcelona’nın en kıymetli oyuncusu altyapı mahsulü Messi). Altyapı oyuncuya erişimi kolaylaştırır, parasız oynatma hakkı vermez. Hasebiyle bu yol da tıkanınca, geriye 6-7 kişilik bir kadroyla ligi bitirmekten öbür yol kalmıyor!!! Yeni ve uygun bedeller yaratıp satamazsam, borçlarımı nasıl ödeyeceğim?
Bu nasıl bankacılık? Alacaklı bu biçimde mi düşünür? Siz hiç iş yeri kapanıp da borcunu ödeyebilen esnaf gördünüz mü? Tabi unutmadan bugün bize yansıtılan ve akla mantığa sığmayan ana para ödeme yükünü,2 sene sonra YenYap Mutabakatı uyarınca tek kalemde borcun %80’ini (bazıları için 1-1,5 Milyar TL)ödemek zorunda kalacak kulüplere uygulamaya kalktıklarında bu kulüplerin limitler eksi çıkacak.
Bu da şu manaya geliyor: dönemin başında puan silme cezası yahut daha fazlasını alacağın garanti! Kaçına uygulayabileceksin? O tarihteki yayıncın buna ne der yahut yayıncı bulabilir misin bu lige? Münasebetiyle o gün uygulayamayacağın bir garabeti Fenerbahçe üzerinde denemeye kalkma! Ligi ve tarihi şekillendirmeye kalkma! Rekabeti düzenle, müsabakayı şeffaflaştır ancak ligin terazisiyle oynamaya kalkma!
’20-30 milyon liraya kim hangi ekibi kurabilecek?’
Bu işin sportif ve türel sıkıntılarının en kolay örneklendirilmeleri. Bir de önemli bir strateji sorunu var. İki sene içinde yayın ihalesi olan ligin balonunu planlı söndürmek yerine patlatırsan, hangi yayıncıdan mevcut ihalenin yarısını yahut üçte birini alabileceksin?
Anadolu kulüplerinin limitlerinin yarısından birçok bu gelire bağlıyken, ikinci bir limit daralması daha yaşanacak, en iyi ihtimalle 20-30 milyon TLye kim hangi kadrosu kurabilecek? 150-200 milyon USD ödeyen bir yayıncı bulsan o şirket 20-30 milyon TL’lik kadrolar ve kalitesi düşük lig için o parayı dahi öder mi? He tabi unutmadan, bu şişkin harcamalı lig ve bu sayede yapılan kallavi yayın kontratı sayesinde lüks tesislerde, yıllardır gereksiz sayıda ve değerli işçi çalıştıran TFF tüm bu gelirler fikir maaşları nasıl ödeyecek? (Para cezalarıyla mı?)
Riva’da sponsorlarca sağlanan yüzlerce lüks otomobil kalır mı? Akaryakıtları dolar mı? Bol keseden harcamalar ne olacak? TFF küçülün derken örnek olmalı, evvel onlar makul formda küçülsünler de görelim. Bana bu türlü bir anda küçül diyebilmesi için, TFF kapıdaki otomobiller yerine bisiklete binmeyi, havalı lüks tesisler yerine Leventte bir apartman dairesine taşınmayı ve takımını da azamî 50 bireye düşürmeyi başarmalı. Esasen bu bilinçsiz strateji (!) ile varacakları nokta da bu!
Yani kendi bindikleri kısmı kesiyorlar… Söylenecek o kadar çok şey var da, bilenler esasen anlıyor. Fakat temel bilmesi, anlaması gerekenler ya kapasitesizlikten, ya ilgisizlikten, ya da nitekim işlerine gelmediğinden anlamıyor! Duvara anlatsak şimdiye kadar haklısınız sıkıntısı…”
Milliyet