Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile telefonda görüştüklerini belirterek “Gayet yapan bir görüşmeydi. Karşılıklı bütün farklılıkları, mutabakat muhtırasındaki ihlalleri lisana getirdik. Bu bahiste karşılıklı birtakım önlemler almamız gerektiği konusunda mutabık kaldık ve çalışmalarımızı bu biçimde sürdürüyoruz.” dedi.
Akar, Meclis’e gelişinde gazetecilerin gündeme ait sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin Suriye’nin kuzeyinde, son periyotta rejimin artan taciz ve ataklarına ait değerlendirmesini sorması üzerine Akar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye’nin kuzeyinde çeşitli faaliyetlerinin olduğunu anımsattı. Bunların çerçevesinin yapılan mutabakat muhtıraları ile belirlendiğini tabir eden Akar, şunları söyledi:
“O muhtıralar çerçevesinde taraflar bunlara uymak suretiyle faaliyetlerini sürdürüyorlar. Orada bir ateşkes, ateşkesin ilanı ve bunun sürdürülmesi, bunun sağlanması kelam konusu. Buna bağlı olarak da istikrarın bir an evvel sağlanıp barışa giden yolun açılması. Bu hususta taraflar üzerlerine düşen vazifeleri yapıyorlar. Her ne kadar vakit zaman birtakım ateşkes ihlalleri, taarruzlar olsa da ‘kontrol dışında olduğu’ söyleniyor bunların, bunlara karşı Silahlı Kuvvetlerimiz, Mehmetçik hiçbir halde taviz vermeden yapılan her türlü atağa, tacize karşı elindeki tüm imkanları kullanmak suretiyle gerekli karşılığı veriyor. 1 Mart’tan bugüne kadar teröristlerin yaptıkları teşebbüsler, taarruzlar var. Bunlara karşı verilen karşılık sonucunda çoğunluğu Suriye’nin kuzeyi olmak üzere Irak’ın kuzeyi ile birlikte 200’den fazla terörist etkisiz hale getirildi.”
Akar, faaliyetlerinin devam ettiğini belirterek “Hem askeri hem sivil kanallardan hem Dışişleri Bakanlığımız hem Ulusal Savunma Bakanlığımız, Genelkurmay Başkanlığımız gerekli temasları sürdürmek suretiyle muhataplarımıza mutabakat muhtırasındaki kurallara, prensiplere uyulmasını… Zira Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Putin ile en üst seviyede yaptığı görüşmenin sonunda varılan bir mutabakat muhtırasından bahsediyoruz.” diye konuştu.
Bunun sürdürülmesinin kıymetine vurgu yapan Akar, şunları kaydetti:
“Biraz evvel Rus Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile telefon görüşmemiz oldu. Çok yapan bir görüşmeydi. Karşılıklı bütün farklılıkları, mutabakat muhtırasındaki ihlalleri lisana getirdik. Bu hususta karşılıklı birtakım önlemler almamız gerektiği konusunda mutabık kaldık ve çalışmalarımızı bu halde sürdürüyoruz. Gayemiz, dileğimiz bölgedeki ateşkesin kalıcı hale gelmesi ve bir an evvel barışın gelmesi. Bu mevzudaki katkılarımızı Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak her seviyede yaptık, yapmaya devam ediyoruz.”
Görüşmede, Rusya Savunma Bakanı Şoygu’nun önlemler konusundaki değerlendirmesinin sorulması üzerine Akar, “Alacaklar.” karşılığını verdi.
İhlallerin nedenlerine yönelik soruyu yanıtlayan Bakan Akar, “Terörist kümelerin bir an evvel denetim altına alınması lazım. Onlara karşı birtakım önlemlerin yürürlüğe girmesi lazım. Bu mevzuda karşılıklı çalışmak konusunda mutabık kaldık.” diye konuştu.
“ÇÖZÜME GİDEN YOLDA KATKI BEKLİYORUZ”
AB Başkanlar Doruğu hatırlatılarak Türkiye-AB bağlarına yönelik doruktan beklentisine ait soruya Bakan Akar, şu cevabı verdi:
“Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından birçok defa lisana getirildiği üzere AB bizim için stratejik gaye. Münasebetiyle bu bahiste kimsenin kuşkusu olmasın. AB ile olan münasebetlerimizi yapan bir halde ve somut adımlarla götürmeye çalışıyoruz. Bu hususta çeşitli görüşmeler yapıldı, yapılıyor. Türkiye – Yunanistan münasebetleri üzerinden bizim AB ile kimi bağlantılı problemler çıkabiliyor. Bizim her vakit muhataplarımıza söylediğimiz konu, Yunanistan’ın, Türkiye ile olan münasebetlerini hiçbir formda AB ile sorun haline dönüştürmemesi ve AB’nin de buna müsaade etmemesi, tarafsız, objektif olması, sıkıntıların tahliline tarafsız katkı sağlamasını bekliyoruz.”
Kıbrıs konusunun da ehemmiyetine değinen Akar, “Kıbrıs ile yıllardan beri devam eden görüşmeleri biliyorsunuz. Buradan bir sonuca varılamadı. Artık geldiğimiz noktada bağımsız iki devletten bahsetmenin vakti geldiğini herkesin anlaması lazım. Herkesin bu manada tahlile giden yolda katkı sağlamasını bekliyoruz.” diye konuştu.
Kara Harp Okulu ile astsubay meslek yüksek okullarına öğrenci alımına ait yapılan yönetmelik değişikliğiyle şartlarda irticai faaliyete karışmamış olmak kaidesinin kaldırıldığı tezleri ve buna ait tenkitlere ait değerlendirmesi sorulan Akar, şu cevabı verdi:
“Bunu teferruatlı bir biçimde konuştuk, görüştük, ilgili makamlara gerekli bilgileri verdik. Arkadaşlarımız sizlerle bunları paylaşacaklar. Bu, mutlaka hakikat bir şey değil. Biz bugüne kadar olduğu üzere bundan sonra da yasalar çerçevesinde yapılması gereken ne varsa bunları yaptık. Aksine geçtiğimiz periyotta meydana gelen olaylardan aldığımız dersler çerçevesinde oradaki yönetmeliği daha faal bir hale getirme çabasından ibarettir. Herkesin iyi okuması, anlaması lazım. Orada bir sorun yok.”
Akar, bu ve öbür bahislerle ilgili ayrıntılı açıklamaların yarın Bakanlık’ta düzenlenecek haftalık olağan bilgilendirme toplantısında yapılacağını da söz etti.
“ABD ARŞİVLERİNİ İNCELEMELERİ, BUNLARI GÖRMELERİ LAZIM”
ABD’li bir küme senatörün, Lider Joe Biden’a, 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanımasına yönelik davetinin ve ABD’nin de buna ait kimi yasa hazırlıklarında olduğuna ait sorusu üzerine Akar, şunları kaydetti:
“Maalesef yıllardan beri ne vakit mart, nisan ayı gelse bu gündeme geliyor. Bilgisiz kanaat olmaz. Onun çok iyi anlaşılması lazım. Kanaat belirtenlerin, argüman ortaya sürenlerin bilgi sahibi olması lazım. Bu bahiste birçok kere konuştuk, görüştük, anlattık, anlatmaya devam ediyoruz. Başta ABD’li politikler olmak üzere tüm akademisyenlerin, öbür medya mensuplarının da zahmet edip ABD’nin ulusal arşivinde yazılan bilgiler var… Bunların kıssası eski. 1919’da ABD’li Tümgeneral James G. Harbord, Lider Wilson’un talimatıyla Türkiye’ye geldi ve Türkiye’de 58 gün incelemelerde bulundu. Takriben 50 kişilik asker ve sivillerin olduğu bir heyetle. Bunun sonucunda ‘burada rastgele bir formda bir soykırım olmadığını, her iki tarafın da çok önemli kederler yaşadığını’ raporunda belirttiler. 1603 sayfalık bir rapordan bahsediyoruz. Münasebetiyle bu mevzuyla ilgilenenlerin ABD arşivlerini incelemesi, bilhassa ABD’lilerin bunu görmeleri lazım zira o raporun özünde ve özetinde Türklerle-Ermenilerin o güne kadar 500 yıl birlikte, barış içinde yaşadıklarını, rastgele bir halde dış tesir olmadığı taktirde 500 yıl daha yaşayabileceklerini açıkça raporda görebilirler.”
Milliyet