Şentop, İzmir programı kapsamında önce İzmir Ticaret Odasını (İZTO), daha sonra Ege Ordu Komutanlığını ziyaret etti. Basına kapalı gerçekleşen ziyaretlerde Şentop, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı Korgeneral Ali Sivri ile görüştü.
Şentop, daha sonra Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Bayrakbilim ve Türk Bayrakları Müzesi’nin açılışına katıldı. Burada yaptığı konuşmada Türk tarihinde bayrağa her zaman büyük değer ve önem verildiğini vurgulayan Şentop, müzenin önemli bir fonksiyon üstleneceğini aktardı. Şentop, şöyle konuştu:
“Bayrak, sadece bizim için değil bütün milletler, devletler için önemlidir ancak bizim için çok daha farklı önemi vardır. Bizim bayrağımıza atfettiğimiz önem ve kıymet, bütün milletlerin atfettiklerinden çok daha üstün bir kıymet. Özellikle Cumhurbaşkanımızın uluslararası toplantılarda devlet yetkililerinin, başkanlarının yerlerini belirlemek üzere o ülkenin bayrağının yere yapıştırılması şeklindeki uygulamaya karşı tavrını biliyorsunuz. Öncelikle bayrağı yerden kaldırıp, onu yerde görmeye tahammülü olmayan bir anlayış bizim bayrakla ilgili anlayışımız. Diğer ülke liderlerinin bundan rahatsızlık duymadığını görüyoruz. Bütün ülkeler, devletler açısında bayrak önemlidir ama bizim için çok daha ayrıdır.”
Şentop, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün düşman dahi olsa bir milletin bayrağına basılmaması gerektiğini ifade ederek Atatürk’ün Yunan bayrağına basmamasını da hatırlattı.
“Fransa’nın Türkiye’nin tezinin yanına yer alması lazım”
Şentop, konuşmasında Doğu Akdeniz’de yaşananlara da değindi. Fransa’nın sadece Yunanistan’a destek olmak gibi bir niyetinin olduğunu düşünmenin saflık olacağını aktaran Şentop, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bir kere Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ın iddialarıyla ilgili Fransa’nın tezleri desteklediğini düşündüğümüzde apaçık bir çelişki ile karşı karşıya kalıyoruz. Fransa Manş Denizi’ndeki deniz yetki alanlarıyla ilgili 1978 yılında İngiltere yaptıkları müzakereler neticesinde aktettikleri bir anlaşma var. Fransa ve İngiltere, aslında o gün bizim savunduğumuz tezi, yani ana kararın yetki alanlarıyla adaların yetki alanları konusunda bugün Türkiye’nin savunduğu tezi ikisi de savunmuş ve kabul etmişlerdir. Manş Denizi yetki alanlarıyla ilgili Türkiye tezine uygun anlaşma yapılmıştır. Fransa’nın normal olarak Türkiye’nin tezinin yanına yer alması lazım. Kendi savunduğu, kabul ettiği, altına imza attığı bir tezdir ama durum böyle değil.”
Fransa’nın Doğu Akdeniz’de başka şeyler peşinde olduğunun görüldüğünü dile getiren Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mesele uluslararası hukuka göre bir hak, yetki, bunun sağlanması anlamında bir mücadele, gayret değil. Aslında mücadele geniş anlamda bugün Türkiye’nin ekonomik, askeri, siyasi ve diplomatik olarak elde ettiği güç ve yeniden şekillenecek olan bilhassa bölgemiz ve dünyada, Türkiye’nin mevcut gücü karşısında bir tepkiden, reaksiyondan olduğunu görüyoruz. İşte Libya’da yaşananlar bunlar.”
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Nazi Almanyası ile ilgili Türkiye’ye bir benzetme yaptığını da hatırlatan Şentop, şunları söyledi:
“Çok tuhaf. Tarihi tersinden okumaya çalışıyor. Nazi Almanyası ile ilgili en temel problem neydi? O zamanki Hitler Almanyası kendi sınırlarına razı değildi. Uluslararası hukuka göre sahip oldukları haklara, yetkilere razı değildi. Başka ülkelerin toprağında, hak ve menfaatlerinde gözler vardı. Onun için sağa sola saldırdılar. Peki bugün Fransa, Doğu Akdeniz’de ne arıyor? Kendi ülke toprakları mı, deniz alanı mı, ekonomik bölgesi mi? Yok değil. Hitler’in yaptığının zaten benzeri bu değil mi, başka ülkelerin hak ve menfaat alanlarında faaliyet göstermek. Başka ülkelerin hak ve menfaatlerini çalmaya, onları kullanmalarına engel olmaya çalışmak değil mi Hitler’in temel meselesi, temel tezi, temel problemi? Eğer bir Nazi anlayışıyla, Hitler’le alaka kurulacaksa bugün Fransa’nın yapmaya çalıştığı bu yayılmacı, yeni sömürgecilik anlayışının uzantılarına bakmak lazım. Fransa askeri tarihine baktığımızda büyük komutanları yoktur, en büyük Napolyon’dur, o da Fransız değildir.”
Tarihin kimin ne yapmaya çalıştığını, gelecekte neler yapacağını göstermesi bakımdan önem taşıdığını vurgulayan Şentop, şunları kaydetti:
“Bu çerçevede 9 Eylül’ü anmak, 15 Mayıs 1919’u unutmamak önemli. Başta komşumuz Yunanistan’ın da Avrupa ülkelerinin de bunları unutmaması, hatırlaması lazım. Türkiye olarak daima sulhtan, barıştan yana olduk. Neden, çünkü haklıyız. Uluslararası hukuka göre sahip olduğumuz hak ve menfaatler bizim haklı olduğumuz inancıyla her yerde ve her şartta savunabileceğimiz şeylerdir. Bunu diplomatik yollarla, müzakerelerle yapabiliriz. O bakımdan Türkiye hak ve menfaatlerini koruma konusundaki kararlılığını her türlü vasıtayla savunabilecek güçtedir. Buna muktedirdir ama bu yollarla olmuyor da başka yollarla Türkiye’ye karşı, elindeki hakları, menfaatleri almaya alışanlara, göz dikenlere karşı onların gözünü çıkarmaya muktedir olduğu gibi gereken cevabı kudrettedir.”
Diğer konuşmalar
İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger de İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümden böyle bir müzenin açılışını anlamlı bulduğunu aktararak müzenin hayırlı olmasını diledi.
DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar ise müzenin geçmiş ile gelecek arasında köprü kuracak çocuk ve gençlerin vatan sevgisini pekiştireceğini söyledi. Şehitlerin kutsal emaneti olan bayrağa her zaman ve her yerde sahip çıktıklarını belirten Hotar, bundan sonra da aynı kararlılıkla yollarına devam edeceklerini söyledi.
Konuşmaların ardından Şentop ve beraberindekiler müzeyi gezdi.
Milliyet