Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Doğu Akdeniz’de Türkiye ile birebir bölgede Navtex duyuru eden Yunanistan’a reaksiyon göstererek, “Yunanistan kendini içinden çıkamayacağı kaosa atmıştır. Türkiye, ne Oruç Reis’in ne de donanmanın faaliyetlerinden en küçük geri adım atmayacaktır” dedi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısı sonrasında basın açıklaması yaptı. Erdoğan, şunları söyledi:
GERİ ADIM YOK: BM’ye deklare edilen kıta sahanlığı içinde Oruç Reis içinde yürütülen sismik araştırmalarla ilgili Navtex’i 27 Ağustos’a kadar uzatmıştık. Nokta mı virgül mü? Buraya ben artık bir virgül koyuyorum. Bundan sonrası da var. Yunanistan yetkisiz biçimde, şımarıkça eda ile kendi Navtex iletisini yayınlamıştır. Yunanistan’ın bölgede bu türlü bir duyuruya hakkı yoktur. Bu açıklama bölgede tüm gemilerin kıyı ve seyir emniyetini tehlikeye atan şımarıklıktır. Güzel niyete komşuluk münasebetlerine karşıt tavrıyla Yunanistan kendini içinden çıkamayacağı kaosa atmıştır. Bundan sonra bölgede yaşanabilecek her olumsuzluğun tek müsebbibi Yunanistan ve tek ziyan gören de bu ülke olacak. Yunanistan’ı Türk donanması önüne atanların asla ortada görünmeyeceklerini bizim kadar Yunanlı komşularımız da bilmelidir. Türkiye, ne Oruç Reis’in ne de donanmanın faaliyetlerinden en küçük geri adım atmayacaktır. Bundan sonrasını düşünecek ve ortaya çıkacak sonuçlara katlanacaklar Navtex duyuru ettiğimiz bölgede karşımıza çıkanlar olacaktır.
AB’NİN SONUNUN DUYURUSU: Türkiye, 200 yıldır demokrasi insan hakları hukuk devleti üzere batı merkezli doğan ve gelişen üniversal bedeller haline gelen çizgiyi takip etmiştir. Osmanlı’dan itibaren evre etap bu sistem içinde yer almanın çabasında olduk. Cumhuriyetin duyurusu ile daha keskin bir tercihte bulunduk. Bu tercihi yaptık lakin batının hiçbir vakit bize hiçbir vakit tıpkı yaklaşmadığını da kabul edelim hangi adımı atarsak atalım batı bizi hiçbir vakit kendisi üzere görmedi. Bu gerçeği AB tam üyelik sürecinde şahsen yaşamış bir kişiyim. Tam üyelik için ne dedilerse tamam dedik ancak sonuçta ortaya çıktı ki AB’nin niyeti yok. Oyalama taktiğinden ibarettir. AB’nin pahalar bütünü değil bir küme ülkenin saplantılarının esiri yapı olduğunu gördük. Yunanistan’dan terörist giriyor FETÖ, PKK giriyor gittiği yer neresi, Almanya. Fransa, bunlara oturum veriyor. Dostluk bu mu? Her türlü marjinal kümesi destekliyorlar, her türlü sapkınlığı destekliyorlar. Türkiye’ye karşı sergilediği iki yüzlü tutum AB’nin sonunun da duyurusu olmuştur. Dünyada kimse bu birliğe bedeller ve prensipler manzumesi olarak bakmıyor.
YPG İLE BİR OLDULAR: ABD’deki emsal çevrelerden de misal yaklaşıma maruz kalıyoruz. Türkiye’yi terör ile gayretinde yalnız bırakmıştır. Terör devleti kurulmasının da önünü açtı. Bununla ilgili olarak da binlerce kamyonlarla silah yolladılar. Yok bu türlü bir şey dediler. Bununla kalmamış PKK-YPG ile bir olup ülkemize karşı durum almışlardır.
‘Enerji liginde en üst basamağa çıktık’
AKDENİZ’DEN HOŞ HABERLER: Sakarya Gaz Sahası’nda tespit edilen rezervin çok daha büyük bir kaynağın birinci habercisi olduğu istikametinde kuvvetli bulgular var, inşallah bu müjdenin devamı gelecek. Tek kuyu değil, bu kuyuların sayısı 2, 3, 4 devam edecek. Bu kuyuların sayısının tabi fazla oluşu, oradaki ümitlerimizi çok daha artırıyor. Gazın fiilen milletimizin hizmetine sunulması 2023 yılını bulacak. Önümüzdeki süreçte, Akdeniz’de de benzeri müjdeli haberler alacağımızı ümit ediyoruz. Ülkemiz, artık güç liginde en üst basamağa çıkmış bulunmaktadır. Elektrik üretiminde yerli ve yenilenebilir kaynaklarla bağımsızlığını duyuru eden Türkiye, doğal gaz ve petrolde de benzeri bir düzeye ulaştığında Allah’ın müsaadesiyle önünde yesyeni bir periyot başlayacaktır.
MİLLETİMİZİN CEBİNE EK KAYNAK: Bu vesileyle güneş gücü konusunda büyük bir atak başlatıp hem yerli ve yenilenebilir güç potansiyelimizi yükselteceğimizi hem de atıl kaynakları iktisada kazandıracağımızı belirtmek istiyorum. Yıllardır dışarıya oluk oluk akıttığımız kaynaklarımızı artık kendi ülkemizin kalkınması, milletimizin zenginleşmesi, amaçlarımızın gerçekleşmesi için kullanacağız. Artık ektiğimiz tohumların hasadını toplamanın, verdiğimiz emeklerin karşılığını görmenin, yaptığımız fedakarlıkların bedelini almanın vaktidir. Buradan elde edilen her kuruş kar, direkt milletimizin hayat kalitesinin yükselmesini sağlayacak çalışmalara gidecektir. Doğal gazın ucuzlamasıyla konuttan endüstriye kadar her alanda milletimizin cebine ek kaynak girişi sağlayacağız.
‘Böyle bir ifadeyi nasıl kullanır?’
ÇAY İÇMİŞLİĞİMİZ VAR YA: Bu hastalıklı zihniyet Amerikan siyasetini esir almıştır. Ülkemiz terör örgütlerinin ataklarına uğradığında başını çeviren, darbeciler saldırdığında heyecanla sonucu bekleyen darbeciler yenilince kucak açan zihniyet demokrasinin yüz karasıdır. Daha acısı Amerika’daki siyasetçilerin Türkiye ile ilgili faşist planlarının, niyetlerini gizleme gereği dahi duymadan icra edilmesidir. Darbe ile yapamadıklarını muhalefeti destekleyerek gerçekleştirmeyi düşündüklerini kameralar önünde söylemekten de çekinmiyorlar. Ya dostluğumuz var ya! Oturup konuşmuşluğumuz var ya! En azından bir oturup çay içmişliğimiz var ya! Bu türlü bir ifadeyi bizim için nasıl kullanırlar lakin kullandılar. Bu hezeyana karşılık vermesi gereken muhalefet olmalıdır. Dikkat ederseniz ben hiç karşılık vermedim. Ülkemiz muhalefeti ağır ithama tüm şiddeti ile itirazını koymak yerine niçin aylar sonra gündeme geldiği zırvasının gerisine sığınmayı tercih etmiştir. Zira bunların başında askeri darbeler, hukuk darbesi, toplumsal kaosa kadar faşist metoda yer var.
DELİKANLI OLUN: Hayatlarının hiçbir periyodunda umutlarını millete bağlamamış, gözleri daima dışarıya dönük olan bu siyasi anlayış Türkiye’nin en büyük ayıbı ve kaybıdır. Seçimlerde delikanlıca milletin karşısına çıkamayıp yarışa cüret edemiyor. Bunun yerine şeytana pabucunu karşıt giydirmeyi hedefleyen binbir alavere ile siyaset mühendisliği oynuyor. Türkiye için kalplerinde hiçbir hayali, başlarında projesi olmayanların tek yapabildikleri onun külahını buna bunun külahına ona giydirmek suretiyle illüzyon peşinde koşmaktır. Harbi olun, hasbi olun, mert olun, delikanlı olun, yenileceksiniz. Gururunuzla yenilin be!
Sel bölgesi zorlayıcı sebep kapsamına alındı
Başta Giresun olmak üzere birtakım vilayetleri etkileyen afette hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum. Afet duyulduğu birinci andan itibaren devletimiz tüm kurumlarıyla halkımızın yanında yer almıştır. Sel bölgesindeki vergi mükelleflerini zorlayan sebep kapsamına alıyoruz. Giresun’daki fail mükelleflerin vergi daireleriyle mal müdürlüklerine olan borçlarına da tecil ve taksit imkanı getiriyoruz. Hasar tespit çalışmalarının akabinde tekrar inşa faaliyetlerine başlayacağız. Yaşadığımız her afet bizi bu mevzuda daha kararlı hareket etmeye yöneltmektedir. Bizden sonraki kuşaklara inşallah daha sağlam ve yaşanabilir bir ülke bırakacağız.
‘Toplu etkinliklere orta verelim’
RİCA EDİYORUM LÜTFEN: Koronavirüs salgını ile uğraş sürüyor. Son periyot olumsuz görünümle karşı karşıyayız. Toplu etkinlikler yayılma alanları haline dönüştü. Plajlar, başka felaket. Yayılma alanı çok fazla. Can kaybında artış var, hüzünlüyüz. Milletimizden bir sefer daha paklık, maske, aralık kurallarına sıkı formda riayet istiyoruz. Kurallara uymayan her kişi, sonu mevte kadar varan bir kaynağa dönüştüğünü unutmamalıdır. Rica ediyorum, şu illeti yenene kadar lütfen kurallara uyalım. Uymayanları ikaz edelim. Paklık, maske ve aralık kadar bir şey daha var. Lütfen, sigaralarınızı da artık çöpe atın. En büyük tehditlerden biri de sigaradır.
TIPKI SONUCU VERİR: Toplu aktifliğe orta verelim. Düğünleri az sayıda iştirakle ve kısa müddette yapmanın maliyeti olmaz. Sevdiklerimin düğününe bile gitmedim, makamıma çağırıp görüşüyorum. Taziyelerimizi telefonla yapmak, Fatiha’yı uzaktan okumak tıpkı sonucu verir. Tatili kısa tutmak ve izole yapmak tıpkı biçimde dinlendirir.
Milliyet