Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’den Libya’ya kadar farklı cephelerde yürüttüğü uğraş, yalnızca bir hak gayreti değil, bir istikbal uğraşıdır. Vatanımızı savunmak bizim için ne kadar değerliyse, bugün mavi vatanı savunmak da tıpkı derecede önemlidir” dedi.
Erdoğan, Kalyon Holding’e ilişkin ‘Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası’nın açılış törenindeki konuşmasında, Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri de kıymetlendirdi. Erdoğan şunları söyledi:
İSTİKBAL ÇABASI: ‘Doğu Akdeniz’de ne işimiz var?’ diye soran muhalefetin bu konuları iyi dinlemesini, iyi öğrenmesini istiyorum. Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’den Libya’ya kadar farklı cephelerde yürüttüğü çaba, yalnızca bir hak çabası değil, bir istikbal gayretidir. Vatanımızı savunmak bizim için ne kadar kıymetliyse, bugün mavi vatanı savunmak da birebir derecede değerlidir. Bir asır evvel nasıl millet olarak Sevr’i yırtıp atmışsak bugün de Doğu Akdeniz’de ülkemize dayatılmaya çalışılan Sevr’e boyun eğmeyeceğiz. Yüzde yüz haklı olduğumuz bu problemde şayet korsanlığa prim verirsek gelecek kuşakların yüzüne bakamayız.
İZAH ETMELİ: CHP’nin tek partili devirdeki dış siyasetinin, bıraktığı berbat mirasın ceremesini 83 milyon olarak hala biz çekiyoruz. Misak-ı Ulusal sonlarımıza sahip çıkılmaması ile adalar probleminde ürkek davranılmasının ülkemize çok büyük maliyetleri olmuştur. Yalnızca uğrunda şehitler verdiğimiz toprakları kaybetmedik tıpkı vakitte güneyimizdeki varlıklı güç kaynaklarının da dışında bırakıldık. Tıpkı halde Ege ve Akdeniz’de yüzleştiğimiz kronik meselelerin temelinde bu periyotta yapılan yanlış ataklar bulunuyor. CHP’nin, anakaramızdan bir taş atımı aralıktaki adaların nasıl elimizden alındığını milletimize izah etmesi gerekiyor. CHP, bu makus mirası ile hesaplaşmak yerine pişkince bizi eleştirmekte bizi suçlamakta, Rum ve Yunan tezlerinin savunuculuğunu yapmaktadır. CHP Türkiye’nin sıkıntılarında olduğu üzere Doğu Akdeniz ile ilgili de denetimi kaybetti. Siyasi hırslarını ülkenin çıkarları önüne koyan bir partiden ulusal ve yerli tutum beklemek sıkıntı bir hayal.
ARBEDE İSTEMİYORUZ: Doğu Akdeniz’de attığımız adımlar günlük siyasete kurban edilemeyecek kadar stratejik kıymete sahiptir. CHP’den yurt dışındaki dostlarına taşeronluk yapmak yerine en azından Doğu Akdeniz sorununda Türkiye eksenli hareket etmesini istiyoruz. CHP idaresinden Rum ve Yunan tezlerine sözcülük yapmasını değil ulusal bir sorunda milletin hissiyatına uygun davranmasını bekliyoruz. Türkiye, Doğu Akdeniz’de hakkını sonuna kadar aramakta kararlıdır. Hiçbir sömürgeci güç hiçbir tehdit, ülkemizi bu bölgede var olduğu iddia edilen varlıklı petrol ve doğal gaz kaynaklarından yoksun bırakamaz. Biz medeniyetler beşiği Akdeniz’de tansiyon ve arbede da istemiyoruz. Biz yalnızca milletimizin hakkını Kıbrıs Türklerinin hukukunu savunuyoruz… Tansiyon yerine müzakerenin, hengame yerine sıkıntılarımızı konuşarak, anlaşarak çözmenin peşinde olduk. Bugün de tıpkı içtenlikle birebir hüsnüniyetle hareket ediyoruz. Muhataplarımızdan da tansiyonu tırmandıracak değil düşürecek, diyalog yolunu açacak adımlar bekliyoruz.
‘Salgın hâlâ kontrolümüzde’
Dünyanın birçok ülkesinde koronavirüs sebebiyle yatırımlar durmuşken, Türkiye özel bölümü ve kamu kurumları ile özgün bir yol izliyor. Ne salgın ile gayretimizi sekteye uğrattık ne de diğerleri üzere yatırımları durdurma kararı aldık. İnsanımızın sıhhatinden taviz vermeden, hiçbir vatandaşımızı mağdur etmeden, iktisadımızı büyüme trendine sokmaya çaba ediyoruz. 800 bin insanın canına mal olan sıhhat krizinin üstesinden gelmek kolay değil. Salgın yalnızca toplumsal hayatı değil, üretimden ticarete turizmden eğitime kadar günlük yaşantımızı etkilemiştir. Ülkemiz aldığı önlemler ile salgını en başarılı yöneten az ülkelerden birisidir. Son periyotta hadise sayılarında kısmı artış yaşansa da salgın hala denetimimiz altındadır.
Milliyet