Aldığı darbelerle yere yığılan Mengü’yü perde zinciri ile boğarak öldürdü. Vakanın akabinde cesedi bir bavula koydu. Binada güvenlik kameralarının olması sebebiyle yakalanacağını düşünen Günay, bavulu banyoya bıraktıktan sonra meskenden ayrıldı.
Hürriyet’ten Aziz Özen’in haberine nazaran Didem Mengü’nün cep telefonu da yol üzerindeki bir konteynere atıldı. Abdulselam Günay, iki gün sonra polis merkezine giderek hadisesi itiraf etti. Günay, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Anadolu Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Abdulselam Günay’ın ‘kasten öldürme’ cürmünden müebbet mahpus cezası ile cezalandırılması talep edildi.
‘BU NASIL BİR ÖFKE’
Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 2’nci celsesinde kelam alan anne Serpil Aksal Köseoğlu, “Benim kızım 1.50 uzunluğunda, 46 kilo birisiydi. Sanık, hadiseden evvel benim kızımın kendisini çok sinirlendirdiğini söylüyor. Madem o denli bir şey var, kızımı tutup kapının önüne bırakamamış mı? Yavrumun başına parke taşı ile vurup yaraladıktan sonra neden perdenin zinciri ile boğmuş? Bu nasıl bir öfkeymiş? Bu biçimde öldürülmeyi hak edecek ne yapmış olabilir benim yavrum?” dedi.
Sanık Abdulselam Günay’ın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, şahitlerin dinlenmesi ve eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
Milliyet
