Progesteron, yumurta büyüyüp çatladıktan sonraki dönemde bu bölgede kalan hücrelerin ürettiği bir hormondur. Anne adayının düzenli yumurtlayıp yumurtlamadığı adetin 21. günü progesteron hormonuna bakılarak anlaşılabilir. Adetin 21. günü progesteron değerinin 10-15’in üzerinde olması o ay bir yumurtlama olduğunu gösterir. Gebelik varsa yumurtlamanın kesinliği ortaya çıkar. Yumurta döllenmemişse yani embriyo yoksa progesteron üretimi azalır. Rahim duvarı, salgılanan progesteron tarafından hazırlanır. Döllenme yoksa adet kanaması ile yeni bir adet döngüsü başlar.
Progesteron hormonu adet döngüsü ve gebeliğin erken aşamalarında önemli rol oynar. Tüp bebek tedavilerinde ise yumurtanın döllenmesi durumunda vücudu gebeliğe hazırlar. Yumurta ve sperm hücresi döllendikten sonra embriyoyu beslemek üzere endometrium bezleri rahim duvarını uyarır ve kan damarlarının büyümesini sağlar. Progesteron döllenmiş yumurtanın, hazırlanmış olan rahim duvarına tutunmasını sağlar ve gebelik boyunca endometriumu korumaya yardımcı olur. Gebeliğin ilk aşamalarında progesteron ile gebeliği desteklemek ve devamını sağlamak üzere plasenta oluşur. Plasenta kurulduktan sonra, gebeliğin 12. haftası civarında progesteron, üretimi devralır. Gebelik döneminde de progesteron ceninin gelişiminde önemli bir rol oynar. Ayrıca meme dokusunun büyümesini uyarır, laktasyonu engeller, pelvik duvar kaslarını güçlendirir.
Vücuttaki progesteron seviyesi gebelik boyunca giderek yükselir. Gebelik sırasında progesteron seviyesinin düşük olması ise erken doğuma neden olabilir. Erken doğum riski taşıyan anne adaylarına sentetik progesteron verilebilir.
Progesteron seviyesinin çok yüksek olmasının ise bilinen hiçbir tıbbi sakıncası yoktur. Zaten hamilelik sırasında yüksek olması beklenen ve faydalı bir durumdur. Progesteron, tek başına ya da östrojen ile kombinasyon halinde doğum kontrol hapı olarak kadınlar tarafından kullanılmaktadır. Tüp bebek tedavilerinde normal progestron değerleri ise aşağıdaki gibi olmalıdır: foliküler faz: 0.2-1.4 ng/ml, luteal faz: 4-25 ng/ml, menopoz: 01.-1 ng/ml, erkekte: 01.-1 ng/ml
Tüp bebek tedavisinde progesteron takviyelerinin bireysel vakalarda bir miktar fayda sağlayabildiği bilinmektedir. Bu ilaçlar progesteron düzeylerini etkiler. Bu nedenle, tüp bebek tedavisi sırasında yumurtalıkların progesteron oluşturma kabiliyetindeki düşüşün telafi edilmesi için progesteron takviyesine ihtiyaç duyulabilir.
Tüp bebek tedavisi sırasında genellikle yumurta toplandıktan birkaç gün sonra progesteron takviyesine başlanabilir. Progesteron takviyeleri genellikle bir vajinal fitil, deri altı ya da kas içi enjeksiyon şeklinde verilir. Mevcut araştırmalar, progesteronun oral preparatlarının etkinliğini arttırmaya odaklanmıştır, çünkü oral yoldan alındığında progesteronun yalnızca %10’unun absorbe edildiği bulunmuştur. Tüp bebek tedavisinde pozitif gebelik (hCG) testi sırasında progesteron takviyesi güvenle geri çekilebilir çünkü vücut bu aşamada kendiliğinden progesteron salgılamaya başlar.
Progesteron takviyesinin herhangi bir riski yoktur. Bazı kadınlarda vajinal preparatlar lokal tahrişe neden olabilir. Progesteron oral yoldan alındığında emilim verimsizdir. Oral progesteron ile vajinal progesteron karşılaştırıldığında vajinal yolla alınan takviye ile gebelik oranı daha yüksektir. Başarılı tüp bebek kliniklerinde progesteronun vajinal fitil veya intramüsküler enjeksiyon olarak reçete edilmesinin nedeni budur.
Op. Dr. Seval Taşdemir
Milliyet