CHP Önderi Kemal Kılıçdaroğlu, Tekirdağ’da partisinin vilayet başkanlığının yeni binasının açılışını gerçekleştirdi. Açılışının akabinde konuşan Kılıçdaroğlu, bugünün çok kıymetli bir manası olduğunu belirterek, “106 yıl evvel Çanakkale Zaferi’ni kazanan dedelerimizin torunlarıyız, çocuklarıyız. Çanakkale Zaferi, bizim tarihimizin çok değerli bir dönüm noktasıdır. Bu zaferin üç temel özelliğinden kelam edebiliriz. Birincisi ulusal kurtuluş savaşımızın ön kelamıdır. Yıkılan bir imparatorluk var lakin o imparatorluğun küllerinden yeni bir devleti inşa etmek zorundayız. Kendisini zarurî hisseden takımlar, evvel Çanakkale Savaşı’nda kendilerini gösterdiler. Çanakkale Zaferi’nin ikinci kıymetli noktası; Mustafa Kemal Atatürk’ün tarih sahnesine çok güçlü formda çıkmış olmasıdır. Biz Çanakkale Savaşı’nı her ulusa nasip olmayan büyük bir muvaffakiyet kazanarak, tarihe mal ettik. Bir öteki özelliği, hükümran güçlere karşı yaşlısıyla, genciyle ortak çaba ettiğimiz ve muvaffakiyet elde ettiğimiz bir savaştır. Bu açıdan, 106 yıl evvel gayret ederek, hayatını vererek, kolunu, bacağını, gözünü vererek şehit ve gazi olanları şükranla anmak hepimizin temel vazifesidir. Toplum olarak her yıl Çanakkale’yi anmamız, aslında bir manada onlara duyduğumuz minnetin gelecek nesillere devredilmesini sağlamaktır. Bir başarıyı aldık, bu başarıyı gelecek nesillere da aktaracağız” dedi.
‘GÜN BİRLİKTE OLMA GÜNÜ’
“Cumhuriyet Halk Partisi vilayet merkezleri, ilçe merkezlerinde oluşturulacak siyasetler tarihimizin iz düşümü olmak zorunda” diyen Kılıçdaroğlu, “Aynı iz düşümden geleceğe bakmak zorundayız. O nedenle Mustafa Kemal Atatürk amaç olarak, çağdaş uygarlığı yakalamayı ve aşmayı göstermiştir. Bizler bunu yapmak, başarmak zorundayız. Tarihin bize yüklediği bu türlü bir mecburilik var. Bu tarihi sorumluluk içerisinde hareket etmek zorundayız. Gün ayrışma günü değil, hengame günü değil, gün birlikte olma ve ülkenin ekonomik bağımsızlığını yine sağlama günüdür. Bunu yapmak zorundayız. 83 milyona sesleniyorum; siyasi görüşlerimiz, kimliklerimiz farklı olabilir, inançlarımız farklı olabilir, hayat stillerimiz farklı olabilir fakat ülkemizin bağımsızlığından hepimiz sorumluyuz. Çocuklarımıza, her istikametiyle bağımsız, onurlu bir Türkiye’yi bırakmak zorundayız” formunda konuştu.
‘SİYASİ PARTİLERİN SONDOROLMASI ÜZERE SÜRECİ GERİDE BIRAKMAK ZORUNDAYIZ’
Anayasa’nın ‘Siyasi partiler, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır’ dediğinin altına çizen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Yani, siyasi görüşleri, ekonomik görüşleri, toplumsal görüşleri her siyasi parti kendisine nazaran yorumlar ve kamuoyuyla paylaşır. Halkın dayanağını alan siyasi parti yaşar, halkın dayanağını almayan siyasi partiler tarihin çöp sepetine atılırlar. Hasebiyle biz, siyasi partilerin kapatılması, siyasi partilerin sonlandırılması üzere bir süreci bırakmak zorundayız. Bizim partimiz de evvelce kapatıldı. Evvelden birinci kurulduğu yıllarda, bütün vilayetlerde ve ilçelerde bizim binalarımız vardı. Mal varlıklarımıza el konuldu. Arşivlerimize el konuldu, binalarımıza el konuldu. Lakin biz, demokrasi uğraşından vazgeçmedik. Demokrasiyi savunmak farklı bir şeydir. Demokrasiyi savunmak, insan haklarını savunmak demektir, özgürlüğü savunmak demektir, can ve mal güvenliğini sağlamak demektir, beşere hürmet duymak demektir. Demokrasiyi savunmak, benim üzere düşünmeyen insanın fikrini özgürce söyleyebileceği bir rejimi savunmak demektir, ulusal iradeyi savunmak demektir. Demokrasiyi savunmak, egemenlik kayıtsız koşulsuz milletindir cümlesini savunmak demektir. Hakimiyet milletindir demektir.”
‘ÜLKENİN BİRLİĞİ, BÜTÜNLÜĞÜ BİZİM İÇİN HERŞEYDEN ÖNEMLİDİR’
Kılıçdaroğlu, “İnanç üzerinden siyaset yanlıştır. Biz herkesin inancına hürmet, gösteririz. Kimlik üzerinden siyaset yanlıştır. Biz herkesin kimliğine hürmet gösteririz. Hayat stili üzerinden siyaset yanlıştır. Herkesin hayat usulüne hürmet gösteririz. Şayet kimlik üzerinden, ömür biçimi üzerinden, inanç üzerinden siyaset yaptığınızda toplumu kutuplaştırırsınız ve toplumu arbede eder hale getirirsiniz. Demokrasilerde bunlar olmaz. Bunlar olağanda bütün demokrasilerde yasaktır. Lakin bizim ülkemizde maalesef toplum ayrıştı, bölündü. Sorumlusu ülkeyi yönetenlerdir. Biz kuruluş ideolojisine motamot bağlıyız. Kurucu ideolojimiz neyse, birebir ideolojiyi çocuklarımıza göstermek ve öğretmek zorundayız. Ülkenin birliği ve bütünlüğü bizim için her şeyden değerlidir. Bayrağımıza hürmet, her şeyden kıymetlidir. Siyaseti bu yerde yapmak, bu türlü geliştirmek zorundayız. Biz nasıl bir siyaset düşünüyoruz? Kimlik üzerinden mi? Hayat usulü üzerinden mi? İnançlar üzerinden mi? Hayır bunları reddediyoruz. Biz, toplumsal kimlikler üzerinden siyaset yapıyoruz. Ne demek toplumsal kimlikler? Emekliler, bir toplumsal kimliktir. Bütün emeklilerin hakkını savunuyoruz. Hangi partiden, kimlikten olursa olsun. İşsizlik bir toplumsal kimliktir. Biz işsizlik problemine tahlil bulunmalı derken, kişinin inancına, hayat şekline bakıyor muyuz? Hayır. CHP olarak diyoruz ki, işsizlik sıkıntısını çözeceğiz. Çiftçiler, o da bir toplumsal kimliktir. Çiftçileri ayrıştırıyor muyuz? Bölüyor muyuz? Hayır. Bu ülkede üreten, alın teri döken bütün çiftçilerin hakkını savunuyoruz. Apartman vazifelileri, bize hizmet eden beşerler. Ayırıyor muyuz onları? Hayır. Biz siyaseti toplumsal kimlikler üzerinden ve o toplumsal kimliğe sahip insanların yaşadıkları sıkıntıların tahlili üzerinden siyaset yapıyoruz. Bizi başkalarından ayıran temel nokta budur. Bu siyaset stilini bize miras bırakan kimdir? Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları. Yani CHP’nin kurucuları bu ideolojiyi miras bırakmıştır” diye konuştu.
‘BİZE YAKIŞANI YAPACAĞIZ’
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Ayrışmadan, toplumun her kısmını kucaklayarak, demokrasi içerisinde her kanıya hürmet duyarak yolumuza devam etmek zorundayız. Ayrıştırmak, bölmek isteyebilirler lakin biz onları şiddetle reddedeceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi sıradan bir parti değildir. Sık sık tekrar ederim. Cumhuriyet Halk Partisi avukat ofislerinde hazırlanan bir dilekçeyle kurulan bir parti değildir, savaş meydanlarında kurulan bir partidir. Dünyanın en esaslı partilerinden bir partidir. Zira Cumhuriyet Halk Partisi çağın değişimine ayak uyduran bir partidir. Çağdaş uygarlığı yakalamak için gayret eden bir partidir. Bakınız Türkiye Cumhuriyeti tarihine. Yüzlerce, binlerce parti kurulmuştur. Ayakta kalan kaç kişidir? Cumhuriyet Halk Partisi bir başkan partisi de değildir. Çağdaş demokrasiyi hedeflemiş bir kitle, halkın partisidir. O nedenle tarihin yüklediği sorumluluk var bunu yapacağız. Kutuplaştırmadan, herkesi kucaklayarak problemli olan kim varsa yanında olacağız. Bize oy versin yahut vermesin yanında olacağız. Sıkıntısını çözünceye kadar onunla birlikte olacağız. Biz bize yakışanı yapacağız.”
Milliyet
