İŞTE ERCAN İNANÇ’IN O YAZISI;
Sondan başlayalım… Sokaktaki çocuğun bile ulusal maç ortasında “gönderileceğini” bildiği, medyanın “yeni hoca totosu” oynadığı süreçte, -eski- Fenerbahçe teknik yöneticisi Erol Bulut’un kendi taburesine tekme atmak yerine kovulmayı beklemesi, “strateji, öngörü ve karar verme” konusunda Fenerbahçe hocalığından ne kadar uzak bir noktada olduğunun delilidir aslında.
‘İNSAN ŞÖYLE BİR BAKAR’
Haydi “bu ne biçim futbol” diyen bizlere inanmadın… Beşiktaş derbisinden evvel birlikte fotoğraf bile vermeyip en azından yeni hoca arandığı haberlerini yalanlamayan, zira arayan ve dönem başından öncesi için olumlu cevap alamayan Fenerbahçe İdaresini de mi anlamadın? İnsan şöyle bir bakar durumuna…
‘EROL BULUT YÜZÜNDEN’
Fenerbahçe bu dönemi da ziyan ettiğinde, “Erol Bulut yüzünden” şampiyon olsa “Erol Bulut’a rağmen” fermanı ligin son çeyreği oynanmadan yazılmış, uğuru/bereketi kaçmış Saracoğlu Stadı’nın kapısına asılmış…
‘GELİŞTİRDİĞİ FUTBOLCU YOK’
İki maç üst üste iyi oynamayı bırak, koca dönemde yalnızca iki maç iyi oynamış Fenerbahçe. Birkaç tane de tek devre… İleri taşıdığın, geliştirdiğin bir futbolcu yok, hatta kendi performansında oynayan bile yok.
‘GÖZYAŞLARI İSYANDI’
Futbolcular “el-kol hareketlerini” geride bırakmış, huduttan ağlamaya başlamış ki, Altay’ın gözyaşları Belhanda’nın “özü gerçek kelamı yanlış” saha isyanından farksızdı, adresi hocaydı aslında… Sen sevinç gözyaşları mı sanmıştın?
‘BAS İSTİFAYI GİT’
Bas istifayı git… Birkaç dönem Akdeniz’de falan dolaş, tekrar dönersin geriye; balık hafızamız sağ olsun.Bekledin… “Şu orta yeni hoca bulamazlar, dönem sonunu getiririm. Bir de bakarsın şampiyon oluveririz, mesleğim şenlenir” dedin. Evet… Birinci düğmeyi yanlış iliklediğini lakin son düğmeye gelince kavrayan Fenerbahçe idaresinin hali ve istikbali öbür bir yazı konusu lakin orası Fenerbahçe; Emre’yi monte ediverdi yerine.
‘YAZIK ETTİN EROL HOCA’
Bu kadroyu daha makus oynatamazdı ki, kimse. Yazık ettin Erol Hoca. “Kulübüme, liderime, ekibe ziyan vermemek için” kelamlarıyla başlayıp alıp şapkanı kendin gitseydin, “Fenerbahçe’ye bir numara küçüktü lakin şövalye adammış” diye takdir edilirdin hiç yoksa.
‘ASLA DEVAMI OLMAYACAKTI’
Esasen gönderilmek üzereydin. Dönem sonunu görsen asla devamı olmayacaktı. Tam vaktiydi kendini feda eder görünmenin! Fenerbahçelisin sonuçta. Meğer sen giderken bile sorun bıraktın arkanda… En başta Fenerbahçe’nin “çağdaş kulüp yönetimiyle” teğe bir kontaklı sportif yöneticilik serüveni yeniden rafa kalktı sayende. Misyon tarifinde teknik yöneticisi de belirlemek olan o makam, tekrar “teknik yöneticilik bekleme salonu” haline geldi. Ali Koç’un “niyet edip yapamadıklarına” bir çentik daha atıldı.
‘İKİ MİSLİ GÜÇ İŞİ’
Elbette Emre Belözoğlu kolları sıvayacaktır. Lakin, birinci teknik yöneticilik tecrübesinde, üstelik ligin son düzlüğüne girerken, Fenerbahçe üzere bir dev ekip için sistem yaratıp uygulamak zorluğu yetmezmiş üzere, “kendi getirdiği hocanın yerine geçen” bir sportif yönetici imajı var bagajında artık. İki misli güç işi.
‘ETKİSİ DAHA ÜSTTE OLUR’
Neyse ki, başardığı takdirde kimse “Erol Bulut’un kurduğu sistem kazandı” diyemez. Günahı da sevabı da kendinin olacak. Ve teze girerim Emre Belözoğlu, Erol Bulut’tan daha başarılı olacak. Zira, bugüne kadar Hoca’nın tesiri “negatifti” Fenerbahçe ekibine. Belözoğlu aklı başında biri olarak hiç tasarrufta bulunmasa bile eksiden sıfıra gelir “katkı göstergesi” ki, ibre eskisinden daha yukarda olur.
‘YAZIK OLDU SANA’
Fakat, Fenerbahçe -orta saha gereğinden çok, santraforlar var lakin yok tespitleri bir yana- böylesine muazzam yatırımını bu kadar sıradanlaştırıp Kadıköy’ü “korku evine” çeviren, kovulmak üzereyken bile aksiyon alamayan, alana yeni bir şey koyamayan “keyif ve umut celladı” bir hocayı kolay kolay unutmayacak. Bari gidişin harika olsaydı Erol Hoca. Yazık oldu sana.
250 TL’ye varan beğenilen geldin bonusu Misli.com’da
Milliyet
